Nisan 09, 2006

Memleketimden Yurdum İnsanı Manzaraları 5

Taksim meydanında palyaço kılığına girmiş görevli bir adam, oradan geçenlerin güya Avrasya maratonuna katılmaları için ilginç bir yol bulmuş kendine:

- Hiçbir numaranız yok diye üzülmeyin!
Gelin size de bir Avrasya Maratonu numarası
verelim, sizin de bir numaranız olsun!

Bu ne yaaa! Hızla ordan uzaklaştığımı hatırlıyorum...


* * * * * * *

Eminönü ’nde yağmur altında vapur iskelesine doğru emin adımlarla ilerlerken şemsiye satan seyyar satıcının şu sözleri kulağımda adeta yankılanmıştı:

- Ağabeyler! Ablalar! Hasta olmaya değer mi?
Al bir şemsiye! Hayatından, sağlığından
önemli mi? Sadece üç milyon...Üüüüüçççç!
Bay bayan şemsiyeee..!

Kendi kendime muhakeme yaparken, üç milyonla sağlığımın değerini karşılaştırmıştım. Evet, satıcı amca kazanmıştı. Ben pazarlama diye buna derim!


* * * * * * *

Şehirler arası bir otobüste muavin, yolculara lokum dağıtırken hemen önümde şöyle bir diyalog geçiyor:

Yolcu: Bir tane daha alabilir miyiz..?
Muavin: Ailelere bir tane veriyoruz…

Bir an kendimi yolcunun yerine koydum, koymaz olaydım.
Ne fena bir durummuş öyle! Aman aman...
 
Clicky Web Analytics