Ocak 31, 2009

Ocak 30, 2009

DiJiTaL eNSTaNTaNeLeR - 2

*

Ekşisözlük dediğin bir içim sudur;
Wikipediasız kal da göreyim kudur.


*

Kırmızı şarabın üzerine advergame severim;
Çiğköftenin yanında blogları takip ederim.


*

Yorumsuz 110

Bir Tat Bir Oku!

Is Social Media Just for B2C Companies? in Media Emerging

What are you good at? by Seth Godin

I am the Media on Slideshare

günün (s)özü 421

Umut, uyanık adamın rüyasıdır.

Aristoteles

Playful Penguin

Her Morning Elegance By Oren Lavie

Ocak 28, 2009

günün (s)özü 420

Eksikliğin ortaya çıkmasıyla insanın kendini sınırlaması gerçekleşiverir.

Johann Wolfgang von Goethe

Yorumsuz 109

DiJiTaL eNSTaNTaNeLeR - 1

*

Buralarda Webcasting ve Podcasting bizzat benden sorulur;
Dijital dünyaya sadece kulaklarını verenler tez yorulur.


*

Yalnız bir Community’ye düşsem, yanıma alacağım üç şey:
Bir sen, bir ben, bir de Nintendo Wii olur...


*

Creative Commons

Ocak 27, 2009

günün (s)özü 419

İyimser, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser ise kabuğun altında yine yara görür.

William Shakespeare

Köpük Balon

Ocak 25, 2009

İkilem

Bir kabuk içinde
Birbirinden ayrılmaz
(:)
Aşk ve acı yüreğimde
İkiz badem içidir.

Metin Altıok

Ahşap Vespa

günün (s)özü 418

İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.

Richard Bernedici

40 saniyede 1 sene


One year in 40 seconds from Eirik Solheim on Vimeo.

Bir Tat Bir Gör!

Transparent Gadgets and Creative Designs

45 Really Nice Packaging Designs

Cool Business Card Designs

Ocak 23, 2009

girintiler ve çıkıntılar / 13

...

kedi havlasa,
köpek miyavlasa
ne farkeder?
hayvanım mı var!


...

çıraksan çekiç sallarsın,
ustaysan çivi çakarsın.


...

benim adım kırmızı;
kan kırmızı.


...

Yorumsuz 108

günün (s)özü 417

İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar.

Bernard Shaw

Nothing is original.

Bir Tat Bir Oku!

Dünya'nın Milyarderleri

En eğlenceli 25 çocukluk oyunu

Teknoloji yazarı blogcudan kriz işsizlerine tavsiye

Art by Chance


ART BY CHANCE ULTRA SHORT FILM FESTIVAL_TR_FILM from hatice caglar on Vimeo.

Ocak 21, 2009

günün (s)özü 416

İster tatlı, ister acı olsun, hatıra insana ıstırap verir.

Dostoyevski

Gürkal Aylan ile Reklamcılığa Dair


Reklam sektörünün duayenlerinden Gürkal Aylan ile yapılan röportaj

Reklamcılığa nasıl başladınız?

- Reklamcılığa 60’lı yılların sonunda Manajans’ta junior reklam yazarı olarak başladım.

Yapmayı düşündüğünüz başka bir iş var mıydı? Reklamcı olmaktan hiç pişmanlık duydunuz mu?

- Gazeteci olabilme umuduyla Basın Yayın Yüksek Okulu’na girdim ve oradan mezun oldum. Ancak, gazetedeki bir eleman ilanı hayatımın akışını aniden değiştirdi ve kendimi birdenbire reklamcılık sektöründe buldum. Pişman değilim.

Reklamcılığın hangi bölümlerinde görev yaptınız?

- Reklam Yazarlığı, Creatif Direktör, Stratejik Planlama, Marka Direktörlüğü ve Yöneticilik.

İşe yeni başlayan reklamcılara başlangıç olarak hangi bölümlerde çalışmalarını önerirsiniz?

- Stratejik Planlama, Medya Planlaması, Internet Reklamcılığı, Dijital Reklamcılık, Mobile Marketing, Guerilla Marketing vb. gençlerin yönelebilecekleri bölümler arasında sayılabilir.

Yaratıcı olmadan reklamcı olunur mu?

- Olunur. Ama tabii ki, seçimin yaratıcı bölüm dışındaki bölümler arasında yapılması koşuluyla.

Reklam piyasasının gidişatını nasıl görüyorsunuz?

- Reklam sektörü, küreselleşme ve hızlanmış teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de oldukça büyük değişimlerden geçmekte. Bu nedenle bu değişime ayak uydurabilen ajanslar için olumlu, ama gerekli yeni yapılandırmayı gerçekleştiremiyenler için biraz düşündürücü bir tablo çiziyor.

Sizce bir reklamcının sahip olması gereken değerler nelerdir?

- Psikoloji, toplumbilimi konularında iyi donanım, meraklı ve araştırmacı ruh, yaşam biçimlerini ve teknolojideki son trendleri yakından izleme becerisi.

Sizce Türkiye’de reklamcılığa hak ettiği değer veriliyor mu?

- Geçmiş yıllara oranla daha büyük önem verildiğini gözlemliyoruz. Yani Seguela dostumuz artık annesine genelevde piyanist olmadığını rahatlıkla söyleyebilir. Ancak sektöre bakışdaki gelişmenin yeterli olup olmadığı tartışmaya açık. Reklam verenlerin kriz zamanında reklamı kesip, yalnızca normal dönemlerde reklam yapma alışkanlığından kurtulması gerek.

Kaynak: yeditepe.edu.tr

Ölüm

Doğru ile gerçek arasındaki farkım ben
Biri söylendiği gibi
Diğeri olduğu gibi
Falansal kelime türetme yarışı
Bütünsel beyin takımları
Torna makinesi
Kalibrasyon peşindeki sezgiler
Motivasyon kuralları
Güdülenmiş zaman makinaları
Ana okulunda çocukluk arayışı
Ayrıntıda gizlenen şeytan
Başarıya saklanan şeytan
Egoları titreten şeytan
Korkusuz şeytan
Dahi şeytan
Tombaladan çıkan şizofrenik ölüm.

Gürkal Aylan

Not: Reklamcı, sanatçı,
Yeditepe ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi,
çevirmen, şair, yazar, MovidaplusMAP Genel Müdürü
Gürkal Aylan’ı kaybettik.

Pazarlama ve Marka İletişimi

Ocak 20, 2009

Tespit Yapmaya Devam!

Tadından Yenmeyen Yanında Yatılan Tespitler

İzzet Altınmeşe & Bülent Korkmaz

Servet Çetin & Atılgan (Battlecat)

Mehmet Akif Alakurt & Gökhan Gönül

TYYYT

Daha önce duyurmuştum, Facebook'taki Tespit Yap grubumuzda yeni sloganımızın baş harflerinden oluşan TYYYT'nin ne olduğunu sormuştuk. Ne yazık ki doğru tahmin eden çıkmadı. En yakın, en iddialı ve en alakasız slogan tahmini yapan 3 kişiye mansiyon ödülleri veriyoruz.

Şimdi sıra geldi sorumuzun cevabını açıklamaya, işte TYYYT:

Tadından Yenmeyen Yanında Yatılan Tespitler

günün (s)özü 415

Rekabet, aynı yarışta koşmayı seçmek demektir. Rekabetüstünde ise rakipler, kendi yarış alanlarını kendileri seçerler.

Edward de Bono

fizy

fizy videomüzik
müzik dinlemenin en hızlı ve en kolay yolu.

fizy bir online müzik kutusu. kullanımı kolay ve tasarımı basit. 50'nin üzerinde api ile video ve şarkıları basitçe dinlemeniz/izlemeniz için dizayn edilmiş. eğlenceli ve pratik.

fizy videomüzik
müzik dinlemenin en hızlı ve en kolay yolu.

Bir Tat Bir Gör!

Obama's New Cadillac Limo Officially Unveiled

Sünger Bob'un Halleri

Dodisi Gelene Dido

Ocak 17, 2009

Herkes bi hayvana benziyo

Hayatı Tersten Yaşamak

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.

Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı?

Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev. Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoşgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz... ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. Herkes karşınızda elpençe divan... Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade... Aman ne güzel günler başlıyor...

Derken birgün patron size artik “Üniversiteye gitsen daha iyi olur” diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış, “Fazla çalıştın” diyor “Artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun...”

Keyfe bakar mısınız? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.Ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor.Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.

Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık... Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, “Evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna” diyorlar... Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve baska bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş bir orgazmla hayatınız bitiyor...

Can Yücel

Gölgeler


Fotoğraf: Metin Kaplan & Pelin Kenez

günün (s)özü 414

Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır.

William Shakespeare

Ocak 16, 2009

Blogger Projeleri

WikiAnswers

Siz soru soruyorsunuz, o cevaplıyor. 2 milyona yakın üyesi var. 8 milyondan fazla soru ve 3 milyona yakın da cevap var. Belli ki sorulara yetişilemiyor.

Konuları kategorilere ayırmışlar, dar alanlara girebiliyorsunuz. Hazır sorulmuşları, cevaplanmışları bulunuyor ama sizin soracaklarınız da katkı sağlıyor. Ben sorumu sordum, yıllardır merak ettiğim sorumun bir sürü cevabı varmış.

İşte karşınızda WikiAnswers!

Bu da merak ettiğim sorum: How much wood could a woodchuck chuck if a woodchuck could chuck wood?

Galatasaray'ın Genç İletişimcileri

Aydın Doğan Vakfı'nca düzenlenen 20. Genç İletişimciler Yarışması Ödül Töreni'nde yazılı, görsel, işitsel, reklam, halkla ilişkiler ve internet yayıncılığı dallarında İletişim Fakültesi öğrencilerince hazırlanan 76 projeye ödül verildi. Galatasaray Üniversitesi öğrencilerinden ödül alanlar ve kategorileri şöyle:

* İnternet Yayını/Site

1. Berk Serper Şenol - Galatasaray Üniversitesi

* İşitsel Dal/Haber Programı

1. Zeynep Yorgancılar - Galatasaray Üniversitesi

* Yazılı Dal/Dergi Mizanpajı

3. Pelin Karagülle- Galatasaray Üniversitesi

* Yazılı Dal/Araştırma İnceleme

3. Çiğdem Toparlak - Galatasaray Üniversitesi

günün (s)özü 413

Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir.

Charles Spencer Chaplin

Yorumsuz 107

Ocak 13, 2009

girintiler ve çıkıntılar / 12

...

çocuklar
küser, barışır.
büyükler
küser, savaşır.


...

tartışma programları
izliyoruz her gün,
keşke dinleyebilseydik...


...

kalemimin ucu kırıldı,
yazımın dili tutuldu.


...

Dört işlemli saat

günün (s)özü 412

Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın; ilk yirmi yıl ömrünüzün en uzun yarısıdır.

Southey

Düş Sokağı Sakinleri


Aradan uzun zaman geçmiş olsa da, hala şarkılarını duyunca dalıp gittiğim adamların grubu. Üniversiteye başlayan herkesin tanıştığı ilk gruplardan biriydi bizim dönemimizde, her canlı müzik yapılan yere gidildiğinde şarkıları istenirdi, dinlenirdi, arkadaş omzunda ağlanırdı bazen. Şimdi komşunun liseye giden çocukları winamp'ta açıp dinliyor bu gurubu son ses, Murat'lar yine söylüyor derinden, bakıyorum ki ben durup dururken yeniden hüzünlenmişim...

Teşekkürler caretta caretta...

Kaynak: ekşisözlük

Ocak 12, 2009

Bir Tat Bir Oku!

Make Money Online Blogging by JohnCow

Social Media in 2009: Our Predictions and Desires by ReadWriteWeb

What might 2009 look like for digital marketing? by bigbouthmedia

Yaratıcı düşünme nasıl geliştirilir?


how to improve your creative thinking - Watch more How-to

günün (s)özü 411

Bilginin olduğu yerde bilenler, aklın olduğu yerde düşünenler vardır.

Yusuf Has Hacip

Düşünce Özgürlüğü


* Kaynak: bobiler/Yavuzhan Gel

Yukarıdaki çalışmayı görünce eski ajans günlerinde tuttuğum blogdaki
bir yazım geldi aklıma...


Bulutları severiz.
Çünkü, özgürlüğümüzü gökyüzünü pervasızca dolaşan bulutların arasında yaşarız.

Düşünce balonlarını da severiz.
Çünkü, fikirlerimizi balonların içinde biriktiririz.

Haliyle bulutları düşünce balonlarına benzetiriz.
Çünkü, düşünürken beynimizi fikirlerin arasında özgür bırakırız.

Düşünce balonlarınız bol olsun!
Bakın bizimkiler ne kadar da bol...*

* Fotoğraf: Smart Reklam Ajansı penceresinden özg:)rce çekilmiştir.

Latince Deyişler - B


Barba non facit philosophum.
Sakal felsefe yapmaz.

Ocak 11, 2009

Yaratıcı Kalkınma Fikirleri

Dünya Bankası, küresel mali kriz ortamında gençlerin eğitim ve istihdamına katkıda bulunmak amacıyla yeni bir proje geliştirdi. Bankanın Türkiye ofisi tarafından “Yaratıcı Kalkınma Fikirleri” adıyla bir yarışma düzenlendi. Yarışmayla Türkiye’de gençliğe yönelik projelere hibe finansmanı sağlanması hedefleniyor.

Yarışma, Türkiye’nin geleceği için gençliğin karşı karşıya kaldığı güçlükler ve büyük fırsatlar hakkında farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Genel olarak, gençlikle ilgili toplumsal girişimlerin desteklenmesi ve Türkiye’de gençlerin yaşamlarını iyileştirmek için somut projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, büyüme potansiyeline sahip ve Türkiye genelinde tekrarlanabilecek proje fikirlerinin tespit edilmesi ve pilot uygulamalar olarak desteklenmelerine özel bir önem veriliyor.

Dünya Bankası, proje için 350 bin dolar bütçe ayırdı ancak banka, daha çok sayıda proje ve yaratıcı fikri desteklemek istiyor. Bu amaçla sponsor arayışları sürüyor. Proje için oluşturulan havuzda birikecek paranın miktarına göre 50 kadar projenin desteklenmesi mümkün olabilecek.

Kimler Katılabilir?
Yarışma her alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına, proje gruplarına, gençlik topluluklarına, meslek liselerine, kent konseylerine ve belediyelere açık olmakla birlikte, projelerin hedef kitlesi 15-24 yaş grubu.

Proje başvuruları en geç 15 Şubat 2009 saat 18.00 ’e kadar, Türkiye Yaratıcı Kalkınma Fikirleri Yarışması ’nın resmi web sayfası olan yaraticifikirler.org üzerinden elektronik olarak yapılabilecek.

Yarışmaya katılmaya karar vermeden önce detaylı şekilde okumanız için ÖN BAŞVURU KILAVUZU

Kaynak: ntvmsnbc.com

günün (s)özü 410

Farklı cinslerden iki eşit insanın görevi olarak tanımladığımız aşk, iki bireyin bedensel ve düşünsel yönlerden birbirlerini çekmesini, başkalarını dışlamasını ve birbirlerine karşı mutlak bir teslimiyetle yaklaşmalarını gerektirir.

Alfred Adler

Bir Tat Bir Gör!

Sıradışı ve Yaratıcı Tasarımlar

Yaratıcı Tuvalet Tabelaları

Yaratıcı Kartvizitler

Tespit

Ocak 10, 2009

girintiler ve çıkıntılar / 11

...

beni bana şikayet eden,
sen!
bir gariplik yok mu,
sence?


...

olduğum yerde saymaktansa,
bir ileri gidip iki geri gelmeyi
kendime müstahak bilirim.


...

ağız dolusu tükürmeyi,
ağız dolusu küfretmeye
tercih ederim!


...

Heykelin Orda!

Memleket isterim

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı Tarancı

Bir Tat Bir Dinle!

Michel Fugain - Une Belle Historie (Issız Adam)

The Jimi Hendrix Experience - Purple Haze

Cover of the Tracy Chapman classic performed at the Apple shop exeter by Ellie Williams

günün (s)özü 409

Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.

Franz Kafka

Yorumsuz 106

Ocak 09, 2009

TYYYT nedir?


Facebook Tespit Yap grubu tüm gazıyla ve yeni bir sloganla yoluna devam ediyor!

Tespit Yap'ın yeni sloganını bilen ilk 3 kişiyi sürpriz hediyeler bekliyor!

TYYYT ne olabilir?

5 kelimelik sloganın ilk harflerinden oluşan bu şifreyi çözen ilk 3 kişi sürpriz hediye paketini kazanacak.

Tahmin hakkınızı kullanın... Bol şans herkese...

Bir Tat Bir Oku!

2008 Yılının En Çok Reklam Veren Firmaları

'Lüks = Pahalı' mı?

Pazarlamayı Sessiz Sedasız Değiştiren 5 Yenilik

Latince Deyişler - A


Amor omnia vincit.
Aşk her güçlüğü yener.

günün (s)özü 408

Eğer güneşi gözden kaçırdım diye gözyaşı dökersen, yıldızları da gözden kaçırırsın.

Rabindranath Tagore

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi


Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi'ni tuhaf olduğu kadar gerçekçi, hayatın içinden kesitler sunan, ölümün hissiyatını ve zamanın değerini izleyiciye aktaran, 2 saat 40 dakikalık süresiyle iddialı, oyuncu makyajları ile başarılı, oyuncu seçimleri doğru, sinemaseverleri sürükleyen bir film olarak değerlendiriyorum.

David Fincher'ın Se7en, The Game ve Fight Club filmlerinin önüne geçemeyecek bir yapıt bence. Ama şunu diyebilirim ki, son zamanlarda Coen Kardeşler'in 'No Country for Old Men'inden sonra Hollywood'dan çıkan en iyi filmlerden biri. Kaçırmayın derim!

Benjamin Button uçağını ve pilotunu buldu!



Oylama sonuçlarını görmek ve eğlenceli yarışmanın detaylarını okumak için sizi buraya alalım efendim!

Ocak 08, 2009

girintiler ve çıkıntılar / 10

...

bir hamster düşünüyorum,
ayağı kayan ve
yedinci kattan aşağı düşen...
bazen komik gelebiliyor ölüm,
sonrası belirsiz olsa da...


...

otisabim,
güzin ablam,
ve ben...
üç kardeşiz biz.
peki ben kimim?


...

çöl doğudur,
okyanus batı.


...

Benjamin Button uçağını ve pilotunu arıyor!

Bigumigu'da Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi filminin ön gösterimine çift kişilik davetiye kazanmak için minik bir yarışma yapılıyor. Haberin ayrıntıları için buraya alalım. Oylamaya katılmak için tıklayın.

günün (s)özü 407

Türkçem, benim ses bayrağım.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Noel Baba

Oyuncaklarını yapan cininin ismi "Glitter"dir ve kızağına hediyeleri taşıyıp mektupları okumasına yardımcı olan geyiğinin ismi "Rudolph"dur.

1863 yılında, Amerikalı ressam Thomas Nast sayesinde bizim bildiğimiz sevimli pek bi neşeli, tonton görünüşüne kavuşmuştur. Ayrıca kırmızı giysi, şapka, kemer ve ren geyikleri de Nast'ın eseridir.

Daha önceleri sadece aziz olarak tanınıyormuş bu iyi insan. M.S. 220 yılında Lykia'nın liman kenti Patara'da doğmuş. Fakirlerin ve yardıma muhtaç insanların kurtarıcısıymış.

Söylentilere göre, Yunan ve Roma Güneş Tanrısı Helios ile bir ilgisi varmış; çünkü her ikisinin de uçan arabaları var ve her ikisi de uçarak günleri mevsimleri tamamlarlarmış.

Teşekkürler sirene...

Kaynak: ekşisözlük

İyi fikirler nasıl öldürülür?

How Great Ideas Are Killed
View SlideShare presentation or Upload your own. (tags: bros mario)

Ocak 07, 2009

günün (s)özü 406

Hiçbir zaman okulumun eğitimimi engellemesine izin vermedim.

Mark Twain

Bir Tat Bir Oku!

The Difference Between Building a Business and Building a Brand
by Al Ries, Adage, 5 January 2009

Are you building a business? Or are you building a brand? Silly questions, you might be thinking. Naturally, you are trying to do both.

But that might be a mistake.

What's good for the business is not necessarily good for the brand. And vice versa.

...

The shape of things to come
by Clay Shirky, The Guardian, 5 January 2009

No one, of course, can know what a future media landscape will look like. But, given that Shirky was among the few to have forecast 15 years ago that classified advertising would be sold online rather than via a newspaper ad, his crystal ball is more estimable than most others. This is his forecast:

...

Yorumsuz 105

Tüketici İçgörüsü

Özgür Alaz'ın Marketallica blogunda konuk yazar olarak katılan Erol Batislam'ın 'Insight' Nedir, Nereden Bulunur? başlıklı yazısında içgörü konusunun ne olup olmadığı, nerelerden bulunduğu, açıklama ve örneklerle anlatılıyor. Bunun üzerine yorumlarımı paylaşmak istedim.

Insight; kavrayış, anlayış, içe dönüş, içe bakış ya da içgörü. Türkçe’de içgörü olarak kabul edebiliriz sanırım. Pazarlamada içgörü; stratejinin ekmeğini, brifin balını, yaratıcı uygulamanın da kaymağını oluşturuyor diye düşünüyorum.

Tüketici içgörüsü, marka konumlandırmasının esasen en önemli ayağını oluşturuyor. İçgörü, vaadin temelini yapılandırıyor ve bu sayede marka ile tüketici arasında yakın bir bağ oluşuyor. Var olan bir olguyu anlamlandırarak tüketicinin ilgisini çekebilmek, ona yaklaşmak ve ürünle karşılaştığında arzuladığı bağı gerçekleştirmek içgörüyü tespit etmekten ve ona uygun mesajı vermekten geçiyor. Bu mesajın içerisinde doğru kelimeleri bulmak ve mesajla doğru mecralarda bulunmak çok önemli. Mesaj; tüketiciyi tanımlayabilmeli, geçmişiyle bağlantı kurabilmeli, geleceğini yorumlayabilmeli yani empati kurabilmedir.

Bazı içgörüler marka platformu olacak kadar güçlüyken bazılarının kampanya teması olarak kalmasını, stratejik planların uzun vadeli yapılmamasına ya da mesajın erken yaşlanmasına bağlıyorum. İçgörünün her marka ile ömür boyu yaşamasını da doğru bulmuyorum. Ucuzluk belirten bir slogan, gerçek güzelliği vadeden bir kampanya, farklılığı temsil eden bir işaret-renk-logo veya seksiliği çağrıştıran bir cıngıl-müzik-ses markanın belli dönemlerde değişimi/dönüşümü sırasında farklılaşmak zorunda. O ana gelince içgörü araştırmalarını yinelemek belki de içgörüyü yenilemek gerekiyor. Çünkü insan değişiyor, hayat değişiyor; marka değişiyor, pazarlama anlayışı değişiyor. İçgörüler de bütün bu değişimlerden payını alıyor.

Bu konuda iki örneğe dikkat çekmek istiyorum. Birincisi Converse’in başlattığını düşündüğüm tüketici reklamları konsepti. Bu kampanya bir içgörü gözlemi sayesinde markalar için güzel bir yol açmıştır. Tüketiciler sevdikleri, hatta yaşam tarzı haline getirdikleri markalar için özveride bulunmak ve bu sayede kendilerini sosyal medya aracılığıyla göstermek istiyorlar. Converse Gallery sitesine yüklenen videolarla kullanıcılar hislerini dile getiriyorlar. İçgörünün önemine dair iyi bir örnek. Bununla ilgili geniş bilgiyi şu linkte bulabilirsiniz.

Türkiye’de bu yolu seçen markalar da olmuştur. Özellikle ürünün mesajına dönük yönlendirmelerle kampanyalar yapılmıştır. Eti Maximus’un ayarsız enerji projesi buna iyi bir örnektir. Nescafe de bu yolla tüketicilere dokunmuş ve reklamı TV’de dönmüştür. Bunun gibi başka örnekler de mevcut.

Diğer örnek ise farklı bir konuda dikkat çekiyor. İçgörü sadece reklam dünyasını ilgilendirmiyor. Yaratıcı sürecin kendini gösterdiği ‘tasarım’ dünyasını da yakından ilgilendiriyor. Özellikle endüstri ürünlerinin tasarımında tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıracak ve günlük yaşamlarına fayda sağlayacak ürünlere ihtiyaç var. Bunun için de insanların hayatlarındaki değişimler, geçmişten akılda kalanlar, gelecekten beklentiler gibi hususlar ürün ve hizmetlere bakış açısında önemli hale geliyor.

İTÜ Endüstri Tasarımı bölümü mezunu Metin Kaplan’ın 2006 teması ‘2016’da Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları’ olan Electrolux Tasarım Yarışması’nda ‘Nevale’ ismini verdiği yiyecek taşıma kabıyla 1.lik kazanmasında; ‘sefertası’ndan yola çıkarak insanların ihtiyaçlarına yönelik bir yenilik fikriyle yola çıkması ve yorumladığı içgörüyü en iyi şekilde ürüne aktarması büyük rol oynamıştır. Ayrıntıları burada.

Özet olarak, içgörü tüketicinin olduğu her yerdedir. Satış planlarının yapıldığı, stratejinin ön ayak olduğu ve hedef kitlenin bulunduğu her sektörde karşımıza çıkabilir. Erol Batislam'ın dediği gibi ‘Pazarlama sürecinin evriminde, tüketicinin merkeze konduğu, sadece iletişimin değil ürünün, fiyatın ve dağıtımın da şeklini belirler mertebeye yükseltildiği bir dönem yaşıyoruz.’

Bu dönemde tüketici kralsa, markalar da kralcı olmak durumunda. Kralın çıplak olduğu yok, kralcılar bunun farkında ve uygun olanları tüketiciler için öngörüyor. O halde, çok yaşa içgörü! Daha çok gün göreceksin...

Reklamcılığın Tarihi

Ocak 06, 2009

günün (s)özü 405

Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır.

Konfüçyüs

Bir Tat Bir Oku!

Farklı Türkçeler ile 'Yeni Yılınız Kutlu Olsun!'

Adına da demişler seks!

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi

Reklam Ajanslarının Evrimi

Ocak 05, 2009

girintiler ve çıkıntılar / 09

...

sevgilim kurmalı araba olsun.
enerjisini ben vereyim,
kendi özgür kalsın.
o yüzden;
kumandalı araba istemem.
çarpsın engellere,
hayatı öğrensin,
kurmalı araba olsun sevgilim.


...

paranın kokusu diye bir şey var,
gerçekten.
ter kokuyor, alın teri...

...

mani doğudur,
opera batı.


...

Latince Deyişler - V


Verba volant, scripta manent.
Söz uçar, yazı kalır.

Vakit Gazetesi'ne...

Aşağıdaki yazı, Ankara’da doğalgaz sızıntısı sonucu yaşamını yitiren yedi genç için yapılan habere olan ortak bir tepkidir. Katılıyorsanız yazıyı kopyalayıp blogunuzda yayınlayabilirsiniz.

Yılbaşında ölen 7 çocuk üzerinden yaptığınız haberleri kınıyoruz. Yaşları 19 ile 23 arasında değişen, hayatlarının baharında 7 çocuğun doğal gazdan zehirlenerek ölmelerini, alkole, uyuşturucuya, ahlaksızlığa, Filistin’e bağlamanız akıl alır bir şey değil ve hiçbir şekilde dine ya da insanlığa sığmıyor.

Kimse Filistin’de çocuklar ölüyor diye sevinmiyor. Hiç kimse Kuran kursu yıkılıp da altında can veren çocuklara sevinmiyor. Kimse depremde ölen binlerce cana sevinmiyor. Ama siz, resmen “ölümü hak ettiler, kendi suçları” demeye getiriyorsunuz ve işin esas sorumlularının aranmasına engel oluyor, olaydaki ihmalin göz ardı edilmesine sebep oluyorsunuz.

Yılbaşı kutlaması ya da değil, alkollü ya da değil, hatta inançsız ya da değil, hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez. Dindar geçinen bir gazetenin, inandığı din uğruna bunu söyleyebilmesini beklerdik. Oysa siz kan üzerinden propoganda yapıyorsunuz, siz resmen ölümü, tecavüzü meşru kılma çabası içerisinde suça davetiye çıkarıyorsunuz. Cahil, saf insanlara “birisi alkol alıyorsa, ölebilir” mesajı veriyorsunuz. Ne yaptığınızın farkında mısınız?

Sitelerin kapatıldığı, içkinin yasaklandığı, porno zina tartışmalarının yaşandığı şu günlerde siz ahlak bekçiliği yapıp, ona buna laf atarken, bünyenizde bir yazar başkasıyla evliyken, yaşı reşit olmamış bir kızla sevişiyor ve siz iki yüzlüce bunu savunabiliyorsunuz. Başkalarından beklediğiniz ahlak sizde nerede? Hangi ahlaktan bahsediyorsunuz siz gerçekten? Alkolün, yılbaşı kutlamalarının ahlakımızı bozacağını söyleyen sizler, şu yaptığınız haberlerle ahlaksızlığın dikalasını yaptığınızın farkında değil misiniz gerçekten? Siz suçlunun kimliğine bakmadan suçlamayı, mazlumun kimliğine bakmadan onun yanında olmayı öğrendiğiniz zaman gerçekten “iyi” olacaksınız oysa, bu tavrınızla ise sadece kötüsünüz, kötü kalplisiniz, sizin için bir şey ifade edecekse ‘cehennem’liksiniz.

Toplum huzurunu bozmak suçundan size dava açılması en büyük dileğimiz. Zira siz toplumu bölüyorsunuz, uçurumlar yaratıyorsunuz, şiddeti körüklüyorsunuz, insanları tahrik ediyorsunuz.

Perişan olmuş 7 ailenin acısına, hayattaki en büyük acıyı yaşayan o ailelere, umarsızca nanik çekiyor, onlarla dalga geçiyorsunuz. “Filistin’de ölenleri düşünün, bunları değil” diyorsunuz. Oysa o ayrı bir şey, bu ayrı. İnsan eğer içinde insan sevgisi taşıyorsa, her iki olay karşısında da acı duymayı, saygı duymayı bilir. Biri diğerini engellemez. Ama maalesef, sizin insanlığınız ölmüş ve başkalarınınkini de öldürmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz.

O çocuklar alkol mü aldı, esrar mı içti, seks mi yaptı bilinmez. Önemli de değil. ölüm sebepleri bunlar değil çünkü. Doğal gaz sızıntısı sizi de uykunuzda yakalayabilir çünkü. Ayrıca, bu insanlar fahişe de olabilirlerdi, alkolik de, uyuşturucu bağımlısı da, hatta sizin için en kabul edilemez şey de olabilirlerdi: bir kafir! Ne olursa olsun, ölüm ‘yaşasın, hak ettiler’ denecek bir şey değildir. Bunu demek katillere icazet vermektir. Size göre alkol alan birinin, açık giyinen birinin, kızlı erkekli aynı evde bulunan birinin, bir katilden, bir tecavüzcüden daha ahlaksız olması ne kadar acı.

Özür dileyeceğinizi umuyoruz.Çünkü o ailelere bir özür borçlusunuz, bu ülkeye bir özür borçlusunuz. Depremde kaybedilen binlerce canın ardından yapılan “7.4 yetmedi mi” zihniyetini, bu nefreti siz doğuruyorsunuz çünkü. Sizin kararmış kalbiniz, yozlaşmış ahlak anlayışınız doğuruyor.

Susmanızı diliyoruz artık. Çünkü hezeyanlarınıza inanan, bir takım saf insanlar var. Din maskesi altına sakladığınız, aslında dinle en ufak bir alakası olmayan zihniyetinizi göremeyen bir dolu insan... Susun artık. Susun gerçekten.

Allah değil ama şeytan sizinle gurur duyuyor olmalı.

Ölenlerin her ne olursa olsun, insan olduğunu hatırlamanız ve bu tip bir acıyı bir gün sizlerin de yaşamamanız dileğiyle...

Dikkat edin, “yaşamamanız” diyoruz biz hala, çünkü biz iyiyiz, biz insanız, biz kimse ölsün, evlat acısı yaşasın istemiyoruz. Zihniyetleri her ne olursa olsun istemiyoruz. Çünkü biz sizin gibi şeytan değiliz, olamıyoruz maalesef.

Bir grup iyi ‘insan’

Bir Tat Bir Oku!

Jay Chiat: 'Kötü işin mazereti yoktur.'

Sponsorluk dosyası nasıl hazırlanır?

Biz Bir Aileyiz

Merak

İçimde bir merak
Öyle bir merak ki
Ölümümden bir ay sonra
Bir güncük yaşamak
Ve
Dostu düşmanı
Suç üstü yakalamak.

Aziz Nesin

Yorumsuz 104

günün (s)özü 404

Yaratıcı etkinliği alışılmadık bir iş gibi görmek hatadır.

J. Bronowski

Ocak 04, 2009

The Daily Bunny

Her gün biraz tavşan iyi gelir!

eNSTaNTaNeLeR 58

* Viral geldim, viral gidiyorum; beni ananlar sağolsun!

* Histerik birey. Steril toplum.

* Vay-London-Vay

* Küresel ısınıyorum, o halde varım.

* İki bin dokuz doğurduk...

* Önce evin ruhu, sonra kaleboduru.

* The Doors kapandı üzerime...

* Bir Brand bir Brand’e 'Gel Brandistan'da
bir Banner dükkanı açalım' demiş.

Reklam Yaratıcıları Kulübü Etkinlikleri

Reklam Yaratıcıları Kulübü, 10 Ocak’ta, her Cumartesi Üçbeş etkinliklerine başlıyor. Bir ay boyunca birbirinden farklı etkinliklerin yer alacağı programı listesi:

Üçbeş Muhabbet

10 Ocak Cumartesi günü Kafe Arşiv'de, Reklamcı Nedir? kitabının yazarı İlyas Başsoy sohbet eşliğinde kitabından bahsedecek.

Matine

17 Ocak Cumartesi günü birbirinden renkli, yaratıcı, farklı reklam filmleri üçbeş etkinliklerinde sizlerle buluşacak.

Ekstra Yaratıcı

24 Ocak Cumartesi günü Createam ajansının markaları(Turkcell, Cola Turka, Ariel, Yumoş..vb) için yaptığı animasyon ve 3 boyutlu işleri gösterilecek.

İçimizden Gelenler

31 Ocak Cumartesi günü Reklam Yaratıcılar Derneği Üyesi, Reklam Sanat yönetmeni, Storyboard çizeri ve İllüstratör Necmi Yalçın konuk olacak.

günün (s)özü 403

Hayata yeniden başlasaydım, saniyenin nabzını tutardım.

Dostoyevski

Ocak 03, 2009

Bigumigu'nun 2008 en'leri

Bigumigu'da şimdiye dek, kim ne kadar haber ve yorum yaptı, en çok hangi haberler takip edildi, hepsi ve daha fazlası buradaaaa!!!

girintiler ve çıkıntılar / 08

...

seni
bebeğim diye
sevdiğim için mi
ağlıyorsun?


...

zillere basıp kaçmak
mertliğe sığar mı
çocuklar?


...

kolaycılığı
62'den tavşan yaparak
öğrenmedik mi
yıllarca?


...

Yorumsuz 103

günün (s)özü 402

Akıl hazır değilse, göz göremez.

Emilie Serge

Merhaba


"İçimde kötü bir niyet yok", "benden sana zarar gelmez" manasında sözcük, beraberinde sağ elin kaldırılması ve avuç içinin gösterilmesi ise gizlice silah taşımıyorum maksatlı olarak anlamı pekiştirmek için yapılan bir tamamlayıcı harekettir çok eski zamanlardan beri, ilk defa tanışılan, karşılaşılan ve haliyle nötr olunan kişilere karşı kullanılması daha doğrudur, tanışıklık ve hoşlanma artıkça yerini "selam", "naber" e yada azaldıkça "de kaybol gözümün önünden" , "bak hala duruyor" a terfisi mümkündür.

Teşekkürler kyha...

Kaynak: ekşisözlük

Viral Marketing

Ali Saydam, Marketing Türkiye'deki köşesinde 'Şimdi Viral Marketing işe yarayabilir' başlığıyla pazarlama açısından çok iyi bir konuya değinmiş. Markaların dikkate alması gereken ve gün geçtikçe değeri artan bir konu: Viral Marketing

Arama motorlarına "guerilla marketing" yazdığınızda 741 bin sonuç geliyor. "Viral marketing" yazınca daha fazla: 4,5 milyon...

Dünyanın en büyük çevrimiçi kütüphanesi Questia'da birincisi için 11 kitap, 5 bilimsel dergi yazısı, 2 popüler dergi makalesi, 13 gazete makalesine başvurabiliyorsunuz. İkincisinde ise seçenek daha fazla: 36 kitap, 11 bilimsel dergi, 20 popüler dergi makalesi, 64 gazete makalesi emrinizde.

Kavram ağza düşmeye 2000"lerin başında başlamış. Akademik boyutta ele alınması daha da eskilere gidiyor.

"Referral Marketing" de denen Viral Marketing, "electronic word-of-mouth" olarak da anılıyor. Temeli insanları bir anda yakalamayı başaran mesajları içeren e-postaların internet ortamında arkadaş, eş, dost arasında hızla dolaşıma girmesine dayanıyor. "Hard sell" (sert satıcı) ve "Shout" (çığırtkan), paralı reklamların anti-tezi olarak kabul ediliyor...

Reklamcıların pek sevdikleri bir tür değil aslında. Para kazandırmıyor... Ya da en azından öyle sanılıyor.

Viral marketing"in en çok tartışılan ve çözümü kolay olmayan yanı, negatif iletişime daha açık olması. Yani rakibin ürün, hizmet ve fikrini kötülemek kendi ürün, hizmet ve fikrinizi adam gibi anlatmaktan daha kolay. Negatif söylem ve iddialar ağlarda daha çabuk ve etkili alıcı buluyor. Hele sistem gizliliğe, kimliksizliğe izin verdiği sürece bunu değiştirmenin zor olduğunu iddia edenlerin sayısı az değil.

Buna rağmen reklam ajanslarının Viral Marketing'i sadece halkla ilişkiler şirketlerine ve tasarım stüdyolarına bırakmamak için hâlâ bir şansları var.

Diyelim ki bir müşteriniz için öyle bir reklam hazırladınız ki, medyanın bu reklamı gösterme şansı yok. Ya RTÜK izin vermeyecektir, ya da basılı medyanın misyonuna, kültür ve değerlerine karşıdır. Medya sizin bu reklamı yayınlamayı reddeder. Siz de bunu internet ortamında, sosyal medyada açıklarsınız... Yayılma, izlenme hızının ne olacağını tahmin ediyorsunuzdur.

Bu anlattığım örnek hayal ürünü değil. Evren Sepin"in gönderdiği bir e-postadan aldım. Konusunda "Gazetelerin yayınlamadığı 10 Kasım ilanı" yazıyordu. Reklamda bir kâse sakız leblebisi (etrafa bir iki tanesi saçılmış) ve şu slogan yer alıyordu: "Bir avuç kaldık Atam!" Altta sağ köşede de bir rakı şişesi: Rakfe Rakı.

Büyük bir olasılıkla yok böyle bir rakı markası. Ya da yeni çıkacak. Olsun, hiç önemli değil. Meraklısı bir e-posta atıp sorar (evren@gerillaadworks.com). İşin bizi ilgilendiren yanı reklam - viral marketing birlikteliğine iyi bir örnek teşkil etmesi. Ayrıca inovasyondan tam puan verilebilecek bir iş olması. Tabii bir de kriz ortamlarında müşterinin bu tür önerilere bayılacağı gerçeği.

Gerillacı arkadaşlar bir de kendi sitelerini adam gibi yapsalarmış...

Ali Saydam

Hediye ile müşterilere bağlanmak

Can Turanlı'nın Farketing isimli blogundan önemli olduğunu düşündüğüm bir konudan alıntı yapıyorum:

Hediyeni bul
Değerli bir şeyi bedavaya veya olduğunun çok altında sun. Maddi bir teklif olmak zorunda değil, mağazanın içindeki bir çocuk parkı da bir çok anne baba için anlamlı bir hediye olabilir.

Değerini göster
Ne için gelmiş olursa olsun, gelen insanlara başka şeyler de sunduğunu göster. Sadece promosyonu tanıtıyor, öne çıkarıyorsan, promosyon sonrası yaptığının bir anlamı kalmayacaktır.

Bağlan
Ve genel kural: Kim gelirse gelsin, irtibatta kalmak için, ona bağlan. E-postasını, telefonunu alabileceğin neyi varsa, neyle ilgilendiğini kim olduğu bilgileriyle birlikte kaydet. Kaydet ki zamanı geldiğinde irtibata geçebilesin.

Online Marketing

Ocak 01, 2009

Orhan Veli

günün (s)özü 401

Yazar, insan denen hayvanların en yalnızıdır.

Lawrence Durrell

Latince Deyişler - U


Uti, non abuti.
Kullan ama suistimal etme.
 
Clicky Web Analytics