Ekim 30, 2006

Aras Kargo Gizlenmeyince...

Geçenlerde Kanal D akşam haberlerinde 15 yaşındaki kız çocuğunun 30 yaşındaki bir adam ile zorla evlendirildiğini ve küçük kızın törelere karşı gelip polise ihbarda bulunduğunu bildiriyordu.

Tutuklanan adamın üzerinde ‘Aras Kargo’ tişörtü vardı, belli ki iş başında tutuklanmış. Firma adı gizlenmiyor, belki de gözden kaçıyor; fakat halkla ilişkiler faaliyetlerinin özenle yürütüldüğü son yıllarda bu gibi durumlar tüketicinin gözünden kaçmıyor.

Markayı yönetirken bu olumsuzlukları ürüne veya hizmete bulaştırmamak gerekiyor. Daha dikkatli olmakta fayda var.

Ekim 29, 2006

Fransız Ürünler

Son günlerde siyasal sürecin pazarlamayı ne kadar etkilediğini Türkiye-Fransa ilişkilerinde apaçık gördük. Firmalardan kimi Fransız ürünü olmadığını açıklayan ilanlar verdi, kimi Fransa'nın tutumuna sonuna kadar karşı olduğunu belirtti.

Hangi ürünlerin Fransız olduğuna Fransız kalmamanız için işte size bir liste...

Benzin: Total, Elf
Süpermarket: Carrefour, Gima, Dia Endi, ChampionSA
İnşaat: Ondulin Avrasya (Onduline -Bituline-Isoline) , Lafarge, Chryso, Weber Markem
Seyahat: Air France, Club Med
Tıraş Bıçağı: BIC
Çakmak: BIC, Cartier
Kırtasiye: BIC, Sheaffer
Yoğurt: Danone, Yoplait
Şişe Suyu: Perrier, Danone, Evian
Mutfak ve diğer ev eşyaları: Tefal
Oto Lastiği: Michelin, Uniroyal, Recamic
Oto Yedek Parça: Valeo
Otomobil: Renault, Peugeot, Citroen
Spor Ekipmanı: Le coq sportif
Motosiklet, Bisiklet: Peugeot
Giyim: Lacoste , Givenchy, Pierre Cardin, Yves Saint Laurent, Etam, René Derby, Sonia Rykiel, Cacharel, Daniel Hechter
Çanta: Longchamps, Lancel, Louis Vuitton
Şampuan: L'Oreal, Studio Line, Lancome
Saç ürünleri: L'Oreal, Studio Line, Garnier, Kerastase
Cilt Bakım ürünleri: Clarins, Guerlain, Avene
Bebek giyim, mama, oyuncak: Bledina, Mellin, Majorette, DPAM, Petit Bateau
Kozmetik: L'Oreal, La Roche Posay, Biotherm, Christian Dior, Clarins, Vichy
Parfüm: Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, Fahrenheit, Lancome, Lavendar Harvest
Dergi: Marie Claire, Elle
Telekom: Alcatel
Sigorta: AXA, Güneş Sigorta, Başak Sigorta, Başak Emeklilik (Groupama International)
Finans: Societe General Bankası, TEB (Turk Ekonomi Bankası)
İlaç firmaları: Sanofi(Aventis&Synthelabo&Pasteur ortakligi), Servier, Fournier, Guerbet, Pierre

Ekim 27, 2006

Ekim 17, 2006

Esnek ama Flexi değil!



Flexi Card reklamlarındaki adamı hatırlarsınız...

26 yaşındaki Amerikalı Daniel Browning Smith, Flexi Card reklamlarındaki o acayip hareketleri yapıp, izleyicileri hayrete düşüren, "Bu adamın vücudunda hiç mi kemik yok" dedirten kişidir.

Mesleği için kontorsiyonist(vücudunu eğip büken akrobat) diyen Amerikalı 'nasıl bir eğitimden geçtiniz?' sorusuna da şu cevabı veriyor:

26 yaşındayım, 8 yıldır profesyonel olarak bu işi yapıyorum. Bu konudaki yeteneğimi, 4 yaşımda, ranzadan atlarken yaptığım hareketleri gören babam keşfetti. Bunun üzerine kütüphanelerden bulduğu kontorsiyonistlerin resimlerini eve getirmeye başladı. Ben de resimlerde gördüğüm hareketleri, aynen yapana kadar denedim. Biraz daha büyüyünce, San Francisco’daki sirk okulunda, Çinli Lu Yi’den 1 yıl eğitim aldım.

Smith vücudunu şekilden şekle sokup üç kez de Guinness rekorlar kitabına girmeyi başarmış. Kendini lastik çocuk olarak konumlandıran Smith’in vücudunu başka ne hallere sokabildiğini görmek istiyorsanız rubberboy.com sitesine de girebilirsiniz.

Aylar önceki bu konuyu neden açtım peki? Şunu söylemek için...

Maalesef ülkemizde kendi yeteneklerimizi keşfetmemizi ve insanımıza güvenmemizi sağlayacak yönetici iradeleri çıkmıyor. Ben buna genç bir reklam yazarı adayı olarak üzülüyorum.

Eczacıbaşı gidiyor, 'Artema' ve 'Vitra' nın logolarını büyük paralarla yurtdışındaki grafikerlere yaptırıyor. Reklam afişleri için Avrupa'dan fotoğrafçılar getirtiyoruz. Daha bir sürü buna benzer örnek... Ne oluyor peki bu durumda? Kendimize güvenimizi yitiriyoruz, inancımızı kaybediyoruz, hatta kimimiz de yurtdışında çalışmanın hesaplarını yapıyoruz.

Bakınız resimdeki Türk kardeşimize! Nasıl da eğilip bükülüyor, esnek mi esnek, % 100 yerli! Ama dedim ya o 'contortionist' değil, sıradan biri... Hele flexi hiç değil, esnek olabilir ancak!

Sözüm meclisten dışarı, yetkililere gitsin...

Ekim 15, 2006

Reklamarası: Bir fıkra...

Adamın biri ölmüş ve cennet ile cehennem arasındaki kapıya gelmiş. Bakmış, insanlar bir meleğin oturduğu masanın başında kuyruğa girmişler, eh bizim adam da girmiş. Sıra ona geldiğinde melek şöyle demiş:

- Senin gibi iyi ve doğru yaşam sürmüş insanoğullarına şöyle bir güzellik yapıyoruz. Cennet ve cehennem arasında bir tercih şansı veriyoruz; dilersen cennete dilersen cehenneme gidebileceksin.

Adam da, "elbette ki böyle bir durumda cenneti seçerim" demiş. Melek ise "acele etme, önce bir gör istersen, sonra karar ver" demiş. Adam da razı olunca melek parmağını şıklatmiş. Şıklatmasi ile de kendilerini cehennemde bulmuşlar. Adam hayretler içinde, cehennemin aslında bildiklerinden son derece değişik bir yer olduğunu farketmiş. Eee, nasıl farketmesin, şamata gırla, kadınlar çok güzel ve hepsi emirlere amade, yiyecek ve içecekler tepsilerde sunuluyor ve hiç bitmiyor, aklina gelen her türlü eğlence ve çılgınlık gerçekleştirilebiliyor.

Bunları görmesinin hemen ardından, melek "istersen bir de cenneti gör" diyerek parmağını bir kez daha şıklatmış. Adamımız bir de bakmış ki, dünya üzerinde bile tahammül edemeyeceği, gerektiğinden fazla sessiz ve sakin, ortalıkta bir iki kuzu ve çimenlerin olduğu, başka hiçbir şeyin olmadığı bir yer.

- Eh, doğal olarak ben bu durumda cehennemi seçiyorum, demiş.

Melek ise "son kararın mı?" diye sorup onayı aldıktan sonra peki diyerek elini çırpmış ve adamı istediği gibi cehenneme yollamış.

Adam aniden kendini kaynayan kazanın içinde bulmuş ve bağırmaya başlamış : "Bana vadettiğiniz bu değildi ki ama? İmdaaat, kurtarin beniiii".

Bunun üzerine meleğin kafası cehennemin gökyüzünde gözükmüş ve şöyle demiş: "Eh, ne yapalım, onlar reklamlardı...’’

'Fransız markası değiliz.'

Giyim firması LC Waikiki bazı gazetelere tam sayfa olarak verdiği ilanlarda, Fransız markası olmadığını, bir Türk markası olduğunu bildiriyor.

Bazı e-forum ve web sitelerinde LC Waikiki'nin bir Fransız markası olarak belirtilmesi üzerine açıklama yapma gereğinin duyulduğunun belirtildiği ilanlarda, LC Waikiki'nin, Tema Tekstil A.Ş. tarafından Fransız D.D.K.A firmasından 1997 yılında satın alınarak bir Türk markası haline getirildiği de vurgulanıyor.

İlanlarda LC Waikiki'nin Türk firması olduğuna dair Türk Patent Enstitüsünden (TPE) alınan marka tescil belgesine yer veriliyor.

İstanbul’da ve Safranbolu’da fabrikaları bulunan LC Waikiki % 100 yerli malı olduğunu belirten ilanlarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Olumsuz bir ortamda olumlu bir iş yapan LCW ’nin bu tavrını bakalım başka markalar izleyecek mi..?

İlerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.

Fikrimi değiştirdiler! Hükümsüzdür!

Marketing Türkiye’nin son sayısının(1 Ekim 2006) kapak konusu olan 'fikir hırsızlığı' ile ilgili blog görüşlerine yer vermişler; ayrıca 'reklamyazıları' grubundan alıntılar yapmışlar. Görenleriniz vardır.

Görüşlerin en altında ismimi görünce bir an şaşırdım, yazıyı okuduktan sonra biraz daha şaşırdım. Çünkü daha önce telif hakları ile ilgili bilgi almak isteyen Uğurcan Bey’e yazdığım cevabı ‘Molfix, Warner Bros ilişkisi’ adı altında oraya koymuşlar. Ne yazık ki, Molfix’in ajansının çizgi kahramanları kullanmasının konuyla ilgisi yok. Nasıl ki daha önce Tamek, Garanti kullandıysa, telif haklarını Warner Bros’tan satın alarak Molfix de kullanmıştır. Yakında Turkcell de çizgi kahramanlarla boy gösterecektir. Bunun çalıntı fikirlerle ya da orijinal yaratıcılıkla bir bağlantısı yoktur.

Ayrıca ‘ajansını ve tekif haklarının nasıl alındığını maalesef bilmiyorum’ sözlerimi, ‘Ajansını ve telif haklarını nasıl aldılar merak ediyorum.’ şeklinde bilerek ya da bilmeyerek değiştirmişler. Anlam da böylece değişmiş. Bir diğeri, adres olarak blogumu vermişler; birincisi ben o yazıyı blogda yayınlamadım, ikincisi blog zaten yanlış yazılmış.

Doğrusu www.burakargin.blogspot.com olacaktır.

Şimdiye kadar satın aldığım Marketing Türkiye’ler arasında iştahla ve zevkle okuduğum en güzel sayı olmasına rağmen yapılan bu anlamsız hatalar iştahımı kaçırdı.

Özetlersek;

Fikrimi değiştirdiler! Hükümsüzdür!

Sevgiyle...

Ekim 14, 2006

Reklamca konuşuyorum II

* Reklam, ikna etme sanatıdır; ancak reklamcılar sanatçı değildir.
Çünkü sanatçılar yalan söylemez, söylememelidir.

** Stratejisiz reklam içi boş çuvala benzer, yığılır ve olduğu yerde kalır.

*** Reklamın reklamını yapmak heyecan yaratır, merak uyandırır; yalnız kısa süreli olmak şartıyla.

Ekim 07, 2006

Yaralayıcı Sloganlar

Yaratıcı reklam sancısının yanında, benim bir de yaratıcı slogan sancım var. Arada bir ağrı tutuveriyor.

Kimi ‘keyif’ten sıkılıyor, kimi ‘lezzet’ten...
Ben ikisinden de sıkıldım.

Peki ‘zaman’dan yara(r)lanan yok mu aranızda?
Ben yaralanıyorum.

Zengin dilimizde alternatifi (dönem, vakit, devir, çağ...)
hayli çok olan bu kelimeye bu kadar bağlanılması nedendir..?

Tabii ki güzel olanları var, ama her zaman(!) sevilmiyor işte!

Buyrun burdan yakın:

AKSİGORTA
Her zaman sizinle.

Arçelik
Küçük bir Arçelik'le sevgiye zaman kalır

Atasay Kuyumculuk
Zaman Geçer Altın Kalır

Atlas
Her zaman keşfetmek için bak!

avea
Şimdi konuşma zamanı.

BAHARİYE HALI
her zaman, her yerde...

Braun Silk-epil
Hayata her zaman hazır olun.

Coca-Cola
Her zaman Coca-Cola

Hyundai
Her zaman yanınızda

İpek Mobilya
Değişim zamanı

Mogaz
Tam dolu, tam güvenli, tam zamanında

Mr. Proper
Temizlik zamanını kısaltan sihirli güç

OYAK BANK
Her zaman, her yerde yanınızdayız!

PEUGEOT
OTOMOBİL HER ZAMAN BÖYLE KEYİF VERMELİ

RADIO Mydonose
"HER ZAMAN EN YENİ"

Rolling Stone
Her zaman gençliğin sesi

Selpak
Her zaman farklı

STEP
HER ZAMAN. HER YERDE.

STEP
YENİ BİR YER. YENİ BİR ZAMAN.

T.C Ziraat Bankası
Her yerde her zaman

Tuborg Pilsener
Müzik her zaman her yerde

UPS
Eş zamanlı taşımacılık

Vakıf Emeklilik
...Gelir zamanı.

Zaman
Gerçekler Zamanla anlaşılır.


Başlık zamanı...


EFE RAKI
ŞİMDİ "EFE"LENME ZAMANI...

DECO
ŞİMDİ DEKORASYON ZAMANI


Kısaca; artık devir değişti, tabii zaman da değişti!

Slogan 'sen' olursan...

Pınar Ketçap - O sıkılırken, sen eğlen!

Becks’s - Hayat çağırıyor. Anahtarı sende.

Burger King - Ateş seni çağırıyooo!

Çilek - Senin odan, senin hayatın.

Tefal - Sen her şeyi düşünürsün

Sunny - Güldürürüm seni!

Eti Puf - Yerim seni!

Slogan 'ben' olursam...

BMC - Bence BMC

Hazırkart - Ben özgürüm

Loreal - Çünkü ben buna değerim

Twigy - Bu terlik, tam benlik!

Türk Telekom - Konuş benimle

Superfresh - Dile benden ne dilersen

Voila - Değiştir beni...

Ekim 04, 2006

Reklamcılık ve Halkla İlişkiler


Mesleğin gerektirdiği özellikler:
Reklamcı ve halkla ilişkiler uzmanlarının üst düzeyde genel yeteneğe sahip, genel kültür seviyesi yüksek, sosyoloji, psikoloji ve sanata ilgili konularda başarılı kişiler olması gerekiyor. Ayrıca yaratıcı, hayal gücü fazla, mizah anlayışı olan, düşüncelerini söz ve yazıyla başkalarına etkili bir biçimde aktarabilen, dışa dönük, girişimci, yeniliklere açık işbirliği yapabilen gibi özelliklere sahip olmalı.

Amacı:
Eğitimin amacı medya sektöründe en önemli finans kaynağı olan üretim ve tüketim dengeleriyle toplumsal bilinci biçimlendiren reklamın ne olduğunu, çeşitli medya ortamlarında nasıl işlediğini, kuruluşun hukuksal, finansal işleyişlerini, uluslararası piyasa stratejilerine yönelik ugulamaları, kurumsal kimlik ve imaj yaratma çalışmalarını içeren bir birikim kazandırmak.

Alınan dersler:
Davranış bilimleri, iletişim, sosyal psikoloji, güzel sanatlar, reklamcılık, tüketici davranışları, ikna edici iletişim, hukuk, sanat tarihi, pazarlama iletişimi, reklamda yaratıcılık, reklam medya pazarlama, iletişim yöntemi, reklam kampanya analizi, psiko drama, basında çağdaş gelişmeler, sunuş teknikleri gibi dersler okutuluyor.

Çalışma alanları:
Bölüm mezunları, reklam ve halkla ilişkiler sektöründe, müşteri ilişkileri araştırma ve prodüksiyon bölümlerinde, kurumların reklam ve halkla ilişkiler birimi ve insan kaynakları birimlerinde çalışabiliyor.

İşletmeyi kendime, iletişimi başkalarına batırıyorum. :)
Seçimizi iyi yapın, bol şanslar!

günün (s)özü 10

Hayatımdan bana ivazsız kalan tek mirasım; reklam yazarlığım.

Reklamca konuşuyorum I

* Reklamları okutmak, göstermek, dinletmek, hissettirmek ve izletmek farklı duyulara hitap eder.

** Hedef kitlenizin duyularının varlığı kadar yaşarsınız.

*** Reklam mecraları çeşitli hislere endekslidir.
 
Clicky Web Analytics