Düşüncenin terkettiği duygu birikimidir.
Çünkü duygu, daha büyük olan kütle momenti (duygusal boşalım/yük; duygunun, düşünceye göre daha statik ve direnç gösteren tepkime olduğu varsayımı) yüzünden düşüncenin farklı bir mantığa ya da yeni bir oyun (fikir) kuralına akmaya başlamasına yetişemez; düşünce kadar çevik olamadığından, tek bir hat boyunca ilerleme eğilimindedir. Bu da zihnin etrafında olan biten öykünün akıl tarafından bir kenara atılması ile açıklanabilir ki sonucunda kahkaha meydana gelir.
Daha net bir ifadeyle kahkaha; sinirsel bir enerji boşalmasına alet olan şiddetli bir fizyolojik olaydır. Hareketini de kaslardan alır.
İyi de hocam, kahkaha madem bir kas hareketi ise, o halde, neden kol/bacak/ayak/parmak çalışmaz da, tepkime dudağa sırayet eder diyenler olabilir. Bunu da sezgisel bir bulgu ile, kahkaha; kas kasılmasıdır, nefes alışverişlerinin dengesizliğidir ve buna ilaveten sinirsel bir boşalımda vücudun eylemsizliğine en az direnç gösteren bedeni eylemler dudaklarda ideal ortamı bulur diyebilirim. İnanmak meraklısına kalmış.
Beni inandırdın olmayanergi, teşekkürler...
Kaynak: ekşisözlük
