Nisan 23, 2007
Uçurtma
Aldığı* en güzel hediye idi... Mavi gözlü alaman çocuk, kazık kadar üniversiteli kızın gönlünü böyle çeldi(-ğini sandı). Oysa kız, uçurtmaya vurulmuştu... Çiçekli köyündeki* uçurtma şenliklerine gittiler birlikte... Uçsuz bucaksız kırlarda uçurdular, uçtular...
Üpuzun kırmızı beyaz kuyruğun gökyüzündeki dansı büyüleyiciydi. Sonra evin başköşesindeki yerini aldı. Her gece ona bakarak dalındı uykuya.(O zamanlar uyku vardı)
Çok sevdi kız uçurtmasını. Hiç ayrılmak istemedi ama mavi gözlü alaman çocuğu bir türlü hazetmeyen hain sevgilinin kıskanç ellerinde paramparça oldu. Çocukluğunu çalan bu adamdan nefret etti kız. Çok ağladı ve ağlattı...
O günden sonra gökyüzünden alamadı gözlerini. Hep bir uçurtma görme umudu taşıdı. Ama artık ne çocuklar vardı bir uçurtmanın ucunda duran, ne de kazık kadar kızlara kendi elleriyle yaptığı uçurtmayı hediye eden aşıklar... Zaten çiçekli köyünde uçurtma şenlikleri de yapılmadı bir daha...
Ne köy kaldı ne çiçekleri.
Bir gökyüzü...
Bir de büyümeye inat çocuk yüreği*
Teşekkürler eleni...
Kaynak: ekşisözlük