Hem sektör çalışanlarının hem de üniversite öğrencilerinin ilgiyle takip ettiği, IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği’nin düzenlediği 23. Reklamcılar Tahtaya Eğitim Semineri 14 Mart 2009 Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Fazıl Say Salonu’nda gerçekleşti.
Tahtaya ilk çıkan reklamcı, Alametifarika’da Turkcell ekibinin yaratıcı yönetmenliğini yapan Kerem Kanık oldu. ‘Yerel yazılır, global okunur’ başlıklı ders, David Ogilvy’nin Ailenizin görmesini istemediğiniz bir reklamı asla yazmayın. sözünden yola çıkarak başladı.
Salonu dolduran izleyicilerin sorularıyla yönlendirilen ilk derste Kerem Kanık’ın cevaplarından akılda kalanlar şunlar oldu:
- Turkcell’in Recep İvedik karakterini reklamlarında oynatması çok konuşuldu ve konuşulmaya da devam edecek. Fragmanı bile Youtube’da en çok izlenen videolar arasında dünyada 11. olan bir karakterden bahsediyoruz. Bize gelen araştırma sonuçlarına göre beğenirlik ve akılda kalıcılık kriterleri değerlendirmesinde rakip reklamların üzerinde yer alarak en yüksek puanı alan reklamlar oldu. Bu sonuçları görmezden gelemeyiz.
- Genelde eleştiren kesim Babylon Reklamcıları’ndan oluşuyor. Özellikle Beyaz Türkler, Recep İvedik’i beğenmezler. Çünkü onlar gaz çıkarmazlar, geğirmezler, Recep’in yaptığı hiçbir şeyi kendilerine yakıştırmazlar. Halbuki, biz köylüyüz ve oradan geliyoruz. O dünyaya değdiğiniz anda, kapıyı çalmadan onların kalbine girebiliyorsunuz. Recep İvedik, bizim kendimize bile söyleyemediğimiz gerçekleri ortaya döküyor.
- Vodafone, Türkiye’ye geleceği zaman bakalım ne yapacaklar diye bekledik. İlk olarak kangurulu reklamlar yapıldı. Ancak belgesellerde gördüğümüz kangurularla kendimizi özdeşleştirmemiz çok zor. Daha sonra kanguru gitti, geyik geldi. Yabancılar, Türk’ü yeteri kadar tanımıyor. Bu durumu Türk takımlarına gelen yabancı futbolcuların yaşadıklarına benzetebiliriz. Yabancı futbolcu, ne zaman kendini yere atıyor; o zaman uyum sağlamış diyebiliriz. Yerel düşünmenin önemi burada ortaya çıkıyor. Çünkü markanın piyasada tutunabilmesi için tutarlılık gerekiyor.
- Belli bir yerde o yörenin kültürüne hizmet etmekten başka çare yok. Ortalama olmak gerekiyor. Hayatta uygulaması en zor olan şeylerden biri de ortalama olmaktır. Her zaman ortalamanın içinde kalmayı bilmek lazım. Böyle bir ortamda bilinçsiz kalırsanız bunun size bir faydası yok. Çevreyi kontrol edip gözlemler yapmalısınız.
- Hepimiz kendi yaşam şeklimizi herkesinki gibi görme eğilimindeyiz. Birinci amacımız bunu aşmak ve kendimizi başkasının yerine koymamız olmalı. Kendimizin gülemeyeceği ya da ağlayamayacağı reklamlar yazabilmeliyiz.
- Turkcell şişman bir müşteri ve her yerde olmak zorunda. Kendine ve rakiplerine göre süregelen bir hayatı var. Televizyonda, radyoda, reklam panolarında, internette..vb her yerde tüketiciye gelen mesajlar var. Böyle bir mesaj karmaşasının içerisinde markayı ayrıştırmak zor. Elimizden geldiği kadar meydanı boş bırakmamaya çalışıyoruz.
- Televizyon mecrası insanları eğitebilmek için oldukça pahalı bir yer. Satın aldığın saniyeleri insanları eğitmek için kullanmanın reklam dünyasında bir karşılığı yok. Çünkü reklam bir eğitim dünyası değil, satış yaptırman şart! Pazarlamanın bir evresini tamamlamaya çalışıyorsun ve amacın mesajını olabildiğince kısa sürede çok kişiye iletmek.
- Reklam filmlerinde tüketicinin kulağına önem veriyoruz. Türk insanının özellikle kültüründen ve folklorik yapısından yararlanıyoruz. Farklı kitleleri hedef alsak da cingılda, sloganda ya da filmde yer alan reklam müziklerinde Turkcell markasının müşterilerini tümüyle kapsayan bir tonda onlara sesleniyoruz. Turkcell’le Bağlan Hayata sloganı melodisiyle ve ölçüsüyle bu anlamda çok başarılı.
IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği Başkanı Özgür Atamer'in elinden Tema Vakfı'nın hazırladığı plaketini alan Kerem Kanık'a Reklamcılar Tahtaya Eğitim Semineri'nde paylaştığı bilgiler için teşekkür ediyoruz.