Nisan 02, 2009

23. Reklamcılar Tahtaya & Zeynel Abidin Ağgül

Hem sektör çalışanlarının hem de üniversite öğrencilerinin ilgiyle takip ettiği, IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği’nin düzenlediği 23. Reklamcılar Tahtaya Eğitim Semineri 14 Mart 2009 Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Fazıl Say Salonu’nda gerçekleşti.

Öğleden sonraki dersin ilk konuğu ünlü reklam fotoğrafçısı Zeynel Abidin Ağgül kendisinden bahsederek sözlerine başladı. Gelen sorular eşliğinde oldukça keyifli bir sohbet oldu.


3. dersten akılda kalanlar ise şöyle:

- Geçmişte çekmiş olduğum fotoğrafları beğenmiyorum. Çünkü, dün ne çektiysek bugün bir adım önde olmalıyız. Çekerken en iyisini yaptığınızı düşünüyorsunuz, sonradan fotoğraflara baktığınızda daha iyisini çekebilirim diyorsunuz.

- 10 yıldır dijital fotoğraf makinesi kullanıyorum, ilk kullananlardan biriyim. Her fotoğrafçının bir gün dijitali tadacağını düşünüyorum. Teknolojinin yeniliklerine bir şekilde ayak uydurmak zorundasınız yoksa geride kalıyorsunuz. Dünya dijitale gidiyorsa ve 65 milyon piksel çıktıysa bunu görmezlikten gelemezsiniz.

- Reklam fotoğrafçısı her şeyi düşünmek zorundadır. Markaya, platforma, modele, ışığa, aklınıza gelen her özelliğe dikkat etmelidir. Ayrıca fotoğrafa teknik olarak müdahale etmek her fotoğrafçının yaptığı bir şeydir. Bunu yıllarca ‘photoshop’ olarak dile getirdiler, halbuki o bir markadır. Aslında uygulanan şey retouch(rötuş) adı verilen ve fotoğrafçılığın olduğu günden beri var olan bir tekniktir.

- İş seçmekten yana değilim. İş seçmeye başlarsanız, iş de sizi seçmeye başlıyor. Size verilen yetenek de ihanet etmeye başlıyor. Her çalıştığım insandan yeni bir şey öğreniyorum ve kendimi geliştiriyorum. Birilerinin hayatımı değiştirebileceğine inanıyorum. Söyleyene değil, söyletene bakacaksın.


- Fotoğraf çekerken hiçbir kuralım yok. Kadının cinsel obje gibi kullanılmasından nefret ediyorum. Kadınlar var olduğu sürece bunun önüne insanoğlunun geçebileceğini sanmıyorum. Trendleri takip etmiyorum, trendler benim içime doğuyor ama teknolojiyi takip ediyorum. İnternetle aram pek yok, fotoğrafçı ismi de bilmem.

- Gerçekten işimi çok seviyorum, hiçbir işi para için yapmıyorum. Zevk ve şöhret için yeteneğimi kullanmak istemiyorum. Kendi öz kaynağımı kullanmak ve insanlara bunu yansıtmak için çabalıyorum. Karşımdakinin ışığını ayna misali yansıtmak istiyorum.

- Basın fotoğrafçısı olmayı ve savaş fotoğrafları çekmeyi isterdim. Çünkü benim fotoğraflarımda gerçek duygu yok, ortada bir rol var ve oynanıyor. Yönlendirme ile fotoğrafların şekli belirleniyor. Gerçek duyguların olduğu ve fotoğraf anının yaşandığı çekimler yapmayı, bir sergi ya da kurgunun herhangi bir duyguyu temsil etmesini ve insanlara anlatacak bir derdinin olmasını isterdim.

- İstanbul’dan fazla beslenmiyorum ama İstanbul bana şunu öğretti: Elde ettiklerini, 15 milyonluk koca şehirdekiler sana verdi, bunun kıymetini bilmelisin. Memleketim her zenginliğiyle çok güzel ve burada fotoğrafçı olmaktan çok mutluyum.

- Elimin kolumun nerede olduğunu biliyorum, kendimi sürekli takip ediyorum ve bunun farkındayım. İşler yolunda gitmediğinde dışarı çıkıp biraz hava alıyorum. Model çekerken setten birilerini gönderiyorum. Bazen frekansı bozan kişilerin olduğunu düşünüyorum. Detektör gibi onu bulup sorunu çözmeniz lazım. Ortamın elektriğini bozan kişileri dışarı çıkardıktan sonra derin nefes alarak kaldığım yerden işime devam ediyorum.


IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği Başkanı Özgür Atamer'in elinden Tema Vakfı'nın hazırladığı plaketini alan Zeynel Abidin Ağgül'e Reklamcılar Tahtaya Eğitim Semineri'nde paylaştığı bilgiler için teşekkür ediyoruz.
 
Clicky Web Analytics