Kasım 10, 2008

On Kasım

Tüm yaşamını milletine adayan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu.

Ata'nın hastalığının giderek ilerlediği Kasım ayının ilk günleri Dolmabahçe Sarayı'nın önü, Ulu Önder'in sağlık haberini almak için her gün demir kapının parmaklıklarına sarılan genç, yaşlı, kadın, erkek vatandaşlarla doluydu. 'Atatürk nasıl?' diye soruyor, O'nun sağlığı hakkında bilgi almadan evlerine dönemiyorlardı.

8 Kasım Salı günü saat 18.30'da ikinci koma başladı. Bu sırada Atatürk gözlerini açıyor ve yavaşça soruyordu: 'Saat kaç?' Atatürk'e cevap verdiler. Sustu ve bir daha konuşmadı. Son sözleri bunlar olmuştu...

10 Kasım 1938 sabahı acı haber tüm yurda yayıldı. Caddelerde, sokaklarda, evlerde milli bir yas yaşanıyordu, herkesin yüreğine adeta bir ok saplanmıştı. Türk milleti zamansız ebediyete intikal eden Ata'sına ağlıyordu...
Bütün kuruluşlar bayraklarını yarıya çekerek mateme katılıyordu. Atatürk'ün ölüm haberi duyulur duyulmaz, gazetelerin telefonları aralıksız bir şekilde çalmaya başladı. İstanbul'da halk sokaklara dökülmüş, gazetelerin bulundukları yerlerin önüne toplanmıştı. Biraz sonra gazeteler ikinci baskılarında hükümet bildirisini yayınlıyorlardı.

Atatürk'ün sonsuzluğa göçtüğü gün Cumhuriyet Hükümeti, milli yasın acısını her satırında ortaya koyan ve milletin duygularını dile getiren resmi bir tebliğ yayımladı.

Anadolu Ajansı'nca duyurulan bu tebliğ, aynen şöyle:

''İSTANBUL, 10 (A.A) - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin resmi tebliğidir:

Müdavi ve müşavir tabiplerinin neşredilen son raporu Atatürk'ün dünyaya gözlerini kapadığını bildirmektedir.

Bu acı hadise ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti Ulu Şefini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize içimiz yanarak bu tarife sığmayan ziyanından dolayı en derin taziyelerimizi sunarız.

Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, onun büyük eseri Cumhuriyet Türkiye'sidir.

Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz bu mühim anda bugüne kadar olduğu gibi dikkatle vazife başındadır. Müesses olan nizamı ve vaziyeti idame hususunu, büyük Türk Milleti'nin hükümeti ile tek vücut olarak teyit ve temin edeceğine şüphe yoktur.

Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun 33'üncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi Reisi Abdulhalik Renda, Reisicumhur Vekâleti vazifesini deruhte etmiş ve ifaya başlamıştır.
 
Clicky Web Analytics