Kasım 28, 2008
eNSTaNTaNeLeR 56
* İdrak yolları iltihaplanması
* Nehirlerarası trafik
* Aşkaldırı!
* İnsan Kayıranlar Sitesi
* Müşterek Temsilci
* Oestroporoz amaney!
* Yalnızlık paylatılmaz...
* Temel içgüdü, Dursun içgüveysi.
* Nehirlerarası trafik
* Aşkaldırı!
* İnsan Kayıranlar Sitesi
* Müşterek Temsilci
* Oestroporoz amaney!
* Yalnızlık paylatılmaz...
* Temel içgüdü, Dursun içgüveysi.
Fotoğraf Makinası
Fotoğraf makinasının ne beyni vardır ne de kalbi. Sevdalanmaz, kıskanmaz ve kızmaz. Halbuki fotoğrafı yaratmak için; görüşe, birikime ve anılara sahip olmak gerekir. Bu makina, beynin ve gözün önündedir, ordan bakarsan onun da beynindekini çekersin. Öyle ki, bu fotoğraf makinası denen makina, fotoğraf çekenin ensesinde olsa, daha iyi olur gibi geliyor bana.
Ara Güler
Ara Güler
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı
Kasım 27, 2008
Basit bir sunum - Hulusi Derici
‘Öğrenme arzumu yeterince tatmin edemediğim için okuldan ayrıldım’ diyen Hulusi Derici devamlı yeni bir şey öğrenme merakından bahsederek giriş yaptı. ‘Basit Bir Sunum’ ismini verdiği sunumunda basit olanın sanıldığı gibi ucuz, kolay, sıradan ya da adi olmadığını tam tersi karmaşık, pahalı, zor, farklı ve kaliteli olduğunu belirtti. Çekirdeğe ulaşmanın, özü bulmanın öneminden bahsederek diğerlerini ayıklamamız gerektiğini söyledi ve devam etti:
Aradığımız şey, atasözleri kadar basit ve anlamlı olmalı. Uzun tabirler yerine kısa yoldan derdimizi anlatabilmeliyiz. Misal ‘Yuvarlanan taş yosun tutmaz’ ya da ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ sözlerinde olduğu gibi kısa ve öz. Gereksiz kelime kullanmanın anlamı yok.
Şirketlerin çok sevdiği, yöneticilerin genelde hayran olduğu, uzun uzun açıklanan ve üzerinde durulan vizyon ve misyon tarifleri yerine hedefe yönelmek ve onu gerçekleştirebilmek çok önemli. Bunu da iki-üç kelime ile açıklayabilenler doğru yoldalar.
Virgin Atlantic: Dünyanın en eğlenceli havayolu olmak
Southwest Airlines: Gerçek ucuz havayolu olmak
Louvre Müzesi’ne gidenler bilir, İtalyan ve Fransız ressamların harikulade resimlerine yeterince ilgi gösterilmezken Mona Lisa tablosunun önünde kuyruklar oluşur. Nedeni basit. Çünkü Mona Lisa, ‘Dünyanın en meşhur tablosu’dur.
Tikveşli, yoğurttur. Aynı isimle başka bir alana girmesine gerek yoktur, tutmaz, başarısız olur. Keşkül ve muhallebi üretmeye kalkıştı, başarılı olamadı. Çünkü tüketicinin hafızasında yoğurt olarak yer edinmiştir. Bunu zorlaması anlamsız.
Gördüğünüz resimde çocuklar 9 tane yunus görürken; yetişkinler seks yapan iki kişiyi görüyor. Algılar geçmiş deneyimlerden ve öğrenilmiş bilgilerden yararlanır ve ona göre hareket eder. Beyin hatırlamak için kaydedilmiş verileri değerlendirir. Algılar çalışır.
Gördüğünüz reklamda adam her gece otomobilini eskimiş bir araba görüntüsü veren branda ile kaplar ve böylece rahat bir şekilde uyumaktadır. Ne reklamı olduğunu hatırlamak güçtür. Kia reklamıdır ama Kia’dan fazlasını vaat eder. Halbuki bu reklam ‘Erkekler otomobiline düşkündür’ reklamıdır. Kia dünyada en iyi reklamını Kia Sorento modeliyle yapmıştır. Tüketiciye ‘Ucuza Amerika heybetinde SUV’ sunarak satışlarını artırıp yüksek bilinirlik sağlamıştır.
Gördüğünüz hayvan fildir. Bu fili gerilla fil, virütik fil, advertorial fil..vb yapsak filliğinden bir şey kaybeder mi? Hayır, fil yine fildir. İnsan aklıyla karar verir ve basit düşünür. İnsan zihni karmaşadan nefret eder. Geçmişi analiz edebilirsiniz ama geleceği tasarlamak zorundasınız.
Pazarlama neyle ilgilidir? Gerçekler mi, yoksa algılar mı?
Kimler Coca-Cola ve Pepsi’nin tatlarını ayırabilir? Gelin beraber bir test yapalım. Hangisinin Coca-Cola, hangisinin Pepsi olduğunu ben anlarım diyen var mı aranızda? (Test yapılır ve ayıramaz) Gördüğünüz gibi algı kazandı. İkisi de Pepsi idi. Curve testlerde de Pepsi açık ara öndedir. Ama şartlanan beyin seçim yapmak zorunda hisseder ve ona göre koşullu davranır.
Pazarlamada 2 ödüllendiriciden ve 1 cezalandırıcıdan bahsedelim.
Pazarlama marka yaratmaktır ve bu yolda ilerlerken gidilecek yöntemler vardır.
1. Bir kategorinin ilki ol!
İnsanlar önce kategori düşünürler, marka değil. Öğle yemeğinde ne içsek? Kola, ayran, su.. gibi. Pahalı lüks cep telefonu Vertu, pahalı kalem Mont Blanc, çabuk çorba Knorr, poşet çay Lipton’dur. Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Bir kategorinin ilki olarak çıkmak ve akılda kalmak marka açısından büyük yarar sağlar. İlk kola Coca-Cola, ilk enerji içeceği Red-Bull, ilk kredi kartı Visa’dır. Saydığımız örnekler kendi kategorilerinin ilki ve liderleridir. Bunun da örnekleri çoktur.
Şartları yerine getirmediğiniz zaman kategoride ilk olmak işe yaramayabilir. İlk Amerikan malt içeceği Zima ve ilk Türk malt içeceği Ritmix projeleri fiyasko ile sonuçlanmıştır. Çünkü insan hayatında maltın yeri yoktur. Bir yarar sağlamak zorundasınız. Enerji içeceğinin vardır, enerji verir. Ama maltın iletişiminde böyle bir şey yoktu, dolayısıyla piyasadan çekilmek zorunda kaldılar.
Ünlü bir CEO’nun beğendiğim bir lafı vardır: ‘Birinci ve ikinci olamadığımız her işten çekileceğiz.’ Henry Ford’un ‘İstediğimiz rengi alabilir miyiz?’ sorusuna verdiği cevap da manidardır: ‘Siyah istemek koşuluyla, evet.’
2. Farklılaş!
Daha iyisi olmak için uğraşmak yerine daha farklı olmanın yollarını aramak gerek. Daha eğlenceli, daha genç, daha duygusal, daha enerjik gibi.
Play Station sabit insanken, Wii hareketli insan olmayı başarmıştır. Satış sonuçları da bu durumu destekler. Coca-Cola eski neslin kolasıyken, Pepsi iletişiminde yeni neslin kolası olmayı seçmiştir. Türkiye’de değil ama birçok yerde Coca-Cola’nın önüne geçmiştir.
Nasıl ki çevremizdeki insanların daha iyi yerine daha farklı olmalarını isteriz, marka konumlandırması da böyle bir şeydir. Alex Kroll’un söylediği gibi ‘Markalar da birer insandır’.
3. Dağılma!
Öncelikle kendine bir alan seç ve onun üzerine uzmanlaş. İnsanlar seni o kategorinin uzmanı olarak bilsinler.
Fatih Terim bir markadır ve antrenördür. Pınar da bir markadır ve süttür. Pınar hayatımıza süt dışında su, peynir, yoğurt, sucuk, salam..vb olarak girmeye çalışıyor. Coca-Cola’dan ve sonradan akıllanan Ülker’den öğreneceği çok şey var. Farklı kategorilerdeki anket sonuçları ve satışlar da bu durumu destekliyor. Bir konuya odaklanmak ve alanın uzmanı olmak marka için son derece önemlidir.
Özetlersek zihindeki ilk marka ol, liderin zıttı ol ve odaklan...
Basit bir sunum bitti!
İnternette sansür kitap oldu!
Dr. Yaman Akdeniz ve Dr. Kerem Altıparmak tarafından hazırlanan "İnternet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır: Türkiye'de İnternet İçerikDüzenlemesi ve Sansüre İlişkin Eleştirel Bir Değerlendirme", İnsan Hakları Ortak Platformu'nın (IHOP) ‘İfade Özgürlüğü Programı'nın katkılarıyla yayınlandı.
5651 sayılı kanunun İnternet yoluyla işlenen suçlar hakkındaki kanunun 8. maddesinin yürürlüğe girdiği 23 Kasım 2007 tarihinden bir yıl sonra yayımlanan çalışma, http://privacy.cyber-rights.org.tr/ adresi üzerinden PDF formatında yayımlandı. Kitap, ayrıca http://cyberlaw.org.uk; http://www.ihop.org.tr/ adreslerinden hem Türkçe, hem de İngilizce olarak elde edilebilecek. Çalışmanın basılı hali İHOP'tan ve kitapçılardan önümüzdeki günlerde elde edilebilecek.
Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak tarafından yazılan İnternet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır: Türkiye'de İnternet İçerik Düzenlemesi ve Sansüre İlişkin Eleştirel Bir Değerlendirme başlıklı kitapta Türkiye'de İnternet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi ve sansür konularında bir durum değerlendirilmesi yapılıyor. Çalışmada, İnternet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi konusundaki diğer girişimlerin yanısıra yeni çıkarılan ve kısaca ‘5651 Sayılı Kanun' diye anılan ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' ve onunla ilintili düzenlemeler de eleştirel açıdan değerlendiriliyor.
5651 sayılı kanunun İnternet yoluyla işlenen suçlar hakkındaki kanunun 8. maddesinin yürürlüğe girdiği 23 Kasım 2007 tarihinden bir yıl sonra yayımlanan çalışma, http://privacy.cyber-rights.org.tr/ adresi üzerinden PDF formatında yayımlandı. Kitap, ayrıca http://cyberlaw.org.uk; http://www.ihop.org.tr/ adreslerinden hem Türkçe, hem de İngilizce olarak elde edilebilecek. Çalışmanın basılı hali İHOP'tan ve kitapçılardan önümüzdeki günlerde elde edilebilecek.
Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak tarafından yazılan İnternet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır: Türkiye'de İnternet İçerik Düzenlemesi ve Sansüre İlişkin Eleştirel Bir Değerlendirme başlıklı kitapta Türkiye'de İnternet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi ve sansür konularında bir durum değerlendirilmesi yapılıyor. Çalışmada, İnternet'teki içeriğin yasal düzenlenmesi konusundaki diğer girişimlerin yanısıra yeni çıkarılan ve kısaca ‘5651 Sayılı Kanun' diye anılan ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' ve onunla ilintili düzenlemeler de eleştirel açıdan değerlendiriliyor.
Kasım 26, 2008
Hürriyete İlan
Hava azdı bak, havai mai
Düşüyor üstüme bir semavi
Deterjamanın evren pulları...
Ve teperken tipili yolları
Bir garip uyku görmede rüyam
Olmamak üzre bir daha reklam
Böyleymiş meğer en son yıkanmam...
Çamaşır makinesinde bir adam...
Can Yücel
Düşüyor üstüme bir semavi
Deterjamanın evren pulları...
Ve teperken tipili yolları
Bir garip uyku görmede rüyam
Olmamak üzre bir daha reklam
Böyleymiş meğer en son yıkanmam...
Çamaşır makinesinde bir adam...
Can Yücel
Karikatür Gerilla Pazarlama
Herkes bedava şeyleri sever, bedava olan karikatürümüzse sıraya bile gireriz. Bunun farkına varan İsveç'li ajans Le Bureau Stockholm şehrin farklı noktalarına karikatür sanatçılarını yerleştirerek gelip geçenlerin bedava karikatürlerini 5 dakikada çizdirmek istemiş.
Atletik vücutlu karikatürlerin yanına, basın ilanı misali logo ve body copy de yerleştikten sonra mis gibi reklam çıkmış.Stockholm'deki World Class Gym, karikatür ile gerilla pazarlama yaparak bir ilke imza atmış.
Karikatürün sahibi işi evine asmış, gelen giden görmüş, olmuş size WOM.
Ajansın önceki işleri de görülmeye değermiş...
Atletik vücutlu karikatürlerin yanına, basın ilanı misali logo ve body copy de yerleştikten sonra mis gibi reklam çıkmış.Stockholm'deki World Class Gym, karikatür ile gerilla pazarlama yaparak bir ilke imza atmış.
Karikatürün sahibi işi evine asmış, gelen giden görmüş, olmuş size WOM.
Ajansın önceki işleri de görülmeye değermiş...
Kasım 25, 2008
Advertising Poem
When the client moans and sighs,
Make his logo twice the size.
When the client's hopping mad,
Put his picture in the ad.
If he still should prove refractory,
Add a picture of his factory.
Make his logo twice the size.
When the client's hopping mad,
Put his picture in the ad.
If he still should prove refractory,
Add a picture of his factory.
Otomobil Logoları
Otomobil logolarının dünden bugüne gerçekleşen değişimlerini ve hikayelerini görmek için doğru yerdesiniz. Fransızca ama yapacak bir şey yok. Otomobil sektörüne ilgi duyanlar için iyi gelecektir.
Kimler mi var? Alfa Romeo, Audi, Aston Martin, BMW, Cadillac, Fiat, Ford, Peugeot, Renault, Volkswagen, Mercedes-Benz...
Geçen zaman içinde Alfa Romeo ülke bayrağı ruhunu ve gizemli yapısını korumuş, Audi saçmalamış ama doğru yolu bulmuş, Aston Martin kanat çırpmaktan yorulmuş, BMW çizgisini ve renklerini bozmayarak iyi yapmış, Cadillac krallardan vazgeçmiş, Fiat 'fırt' diye okunmasına yine de çözüm bulamamış, Ford doğumundan itibaren klasik kalmış, Peugeot atlamış-kükremiş-susmuş-zıplamış-iki ayağı üzerinde yürümeye başlamış, Renault 'ben sade severim' demiş, Volkswagen zamana her zaman ayak uydurmuş, Mercedes-Benz ise 'yıldız doğdum yıldız giderim arkadaş' diyerek onu da yuvarlak içine almış...
Evet bir 'Ben bir küçük logoyum, markanın köşe bucak oğluyum' belgeselinin daha sonuna geldik. Yine her zamanki gibi programımızı güzel bir maniyle bitiriyoruz:
Bugün pek bir neşeliyim sorma nedenini,
İnsanlar değişir de logolar değişmez mi?
'Kasım'da Aşk Başkadır 2' çekilse;
Acep oynamaz mı Oscar ödüllü Roberto Benigni...
Kimler mi var? Alfa Romeo, Audi, Aston Martin, BMW, Cadillac, Fiat, Ford, Peugeot, Renault, Volkswagen, Mercedes-Benz...
Geçen zaman içinde Alfa Romeo ülke bayrağı ruhunu ve gizemli yapısını korumuş, Audi saçmalamış ama doğru yolu bulmuş, Aston Martin kanat çırpmaktan yorulmuş, BMW çizgisini ve renklerini bozmayarak iyi yapmış, Cadillac krallardan vazgeçmiş, Fiat 'fırt' diye okunmasına yine de çözüm bulamamış, Ford doğumundan itibaren klasik kalmış, Peugeot atlamış-kükremiş-susmuş-zıplamış-iki ayağı üzerinde yürümeye başlamış, Renault 'ben sade severim' demiş, Volkswagen zamana her zaman ayak uydurmuş, Mercedes-Benz ise 'yıldız doğdum yıldız giderim arkadaş' diyerek onu da yuvarlak içine almış...
Evet bir 'Ben bir küçük logoyum, markanın köşe bucak oğluyum' belgeselinin daha sonuna geldik. Yine her zamanki gibi programımızı güzel bir maniyle bitiriyoruz:
Bugün pek bir neşeliyim sorma nedenini,
İnsanlar değişir de logolar değişmez mi?
'Kasım'da Aşk Başkadır 2' çekilse;
Acep oynamaz mı Oscar ödüllü Roberto Benigni...
günün (s)özü 383
Biz binalarımızı biçimlendiririz, sonra da onlar bizi biçimlendirir.
Winston Churchill
Winston Churchill
Kasım 24, 2008
Batman olmak ya da olmamak...
Bir viral marketing gördüm sanki!
Real life Batman faces super test / Hürriyet Daily News
Batman Sues Christopher Nolan Over Success Of The Dark Knight / io9.com
Obama'ya Batman'dan davet / Hür Haber
Ne dersiniz..?
Real life Batman faces super test / Hürriyet Daily News
Batman Sues Christopher Nolan Over Success Of The Dark Knight / io9.com
Obama'ya Batman'dan davet / Hür Haber
Ne dersiniz..?
Asparagas nedir?
Asparagas, gerçek olmayan, masa başında uydurulan, yalan haber, uydurma haber demektir.
Türkçe literatürde "para az gerisi gaz" denilerek üretilmiş ve asparagas adlı derme çatma bir kulübe de yaşayan insanların öyküsünü işleyen bir haberle terimleşmiş ve kısa zamanda bir gazetecilik terimi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kaynak: Vikipedi
Bir empati hikayesi
Ortaokuldayken sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddî bir tartışmaya girdim. Onun haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan emindim. Öğretmenimiz bize çok iyi bir ders vermeye karar verdi… Bizi bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı. Siyah renkli bir nesne. O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk, “Beyaz!” diye cevapladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık, bu defa da nesnenin rengi hakkında. Öğretmen beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi, bana nesnenin rengini sordu. “Beyaz!” cevabını vermek zorundaydım; çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı siyahtı. Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi. Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam İçin kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.
Judie Paxton
Judie Paxton
Taso
Daha bu taso furyası yeni başladığı vakitlerde, taso deyince çocukların aklına sadece Looney Tunes karakterleri geldiği zamanlarda biz de bu hastalıktan muzdariptik. Bir gün cebimdeki bozukluklardan kurtulmak için, yağ deposu bir Cheetos alayım dedim. Her zamanki gibi cipsi açtığım gibi ilk olarak tasoyu aramaya başladım, fakat elime gelen taso daha bi garipti bu sefer, böyle ortasında küçük bir bombe vardı ve üzerinde İspanyolca yazılar yazıyordu, arkasında ise helezonik desenler vardı. Çok güzeldi, çok müthişti, aman tanrımdı(Piyango kazansam bu kadar sevinmezdim şerefsizim).
Tabi milletin mega tasolar için birbirinin boğazına yapıştığı zamanlarda böylesine farklı ve üstüne üstlük ithal bir taso hazine değerindeydi. Durumu arkadaşlarıma açıklamamla beraber bir fırtına koptu, başka sınıflardan tanımadığım çocuklar "Tasona bakabilir miyim?", "Bi kere dokuniyim be nolur be!" diyerek yanıma geliyor, arada tasomu elimden alıp kaçmaya çalışan bebeler de benden tekme yiyordu. Liselerden bile gelenler olmuştu, hatta bi iki liseli beni sıkıştırıp dövmüştü tasomu almak için(Babayı aldılar tabi, o ayrı).
Peki sonra ne oldu? Taso furyası kapandı, başka bişeylerle zehirlemeye başladılar saf gençliği, İspanya'dan ithal döner tasomu da kardeşime verdim bebeklerine tabak yapsın diye(yapmadı tabi, o ayrı).
Teşekkürler zunta...
Kaynak: ekşisözlük
Asparagas Haberler
Karşıma yeni çıkan iki asparagas haber, komik ama gerçek!
Birincisi Sabah gazetesinin 'The Sun' gazetesinden aldığını iddia ettiği ve altına uydurma bir haber yazarak yayınladığı Bosch ilanı.
İkincisi ise Şok gazetesinde yayınlanan ve yine uydurma bir haberle sunulan Miele ilanı.
Gazetelerimiz yaratıcılığını bazen asparagas haberlerle gösterebiliyor.
İyisi mi siz her habere hemen inanmayın...
Birincisi Sabah gazetesinin 'The Sun' gazetesinden aldığını iddia ettiği ve altına uydurma bir haber yazarak yayınladığı Bosch ilanı.
İkincisi ise Şok gazetesinde yayınlanan ve yine uydurma bir haberle sunulan Miele ilanı.
Gazetelerimiz yaratıcılığını bazen asparagas haberlerle gösterebiliyor.
İyisi mi siz her habere hemen inanmayın...
Kasım 23, 2008
İyi Fikir Bulma Tekniği
Fikirlerin üretimi aynı Ford'ların üretim süreci gibi kesin bir sürece dayalıdır.Fikirlerin üretimi de bir montaj fabrikasında gerçekleşir.Bu üretim zihin,öğrenilebilir ve kontrol edilebilir etkin bir yöntem izler ve bu yöntemin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için,başka herhangi bir iş aletinde olduğu gibi, tekniğin, pratik yaparak geliştirilmesi gerekir.
James Webb Young
James Webb Young
Kasım 21, 2008
Hani
Kendi olarak, sana gelen
Sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
Sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
Kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
O, işte...
Oruç Aruoba
Sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
Sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
Kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
O, işte...
Oruç Aruoba
günün (s)özü 380
Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim: Annemdir.
Abraham Lincoln
Abraham Lincoln
Kasım 20, 2008
Epica 2008
Avrupa'nın en yaratıcı reklamlarının ödüllendirildiği Epica coşkusu başladı. 21 Kasım'da sonuçlar açıklanacak. Bu yıl Epica'ya 51 ülkeden 664 ajans, 4945 işle katıldı. Türkiye'den ise 17 ajans 98 işle yarışıyor. Türkiye'den katılan tüm ajanslar için hayırlısı & awardlısı diyelim...
Bu yıl 22. düzenlenen Epica 2008'deki yenilikleri, ödül töreni hakkındaki bilgileri, 2007'nin kazananlarını, tüm kategorileri ve kuralları merak edenleri PDF dosyasına alalım...
Turkcell Mobil Ödülleri
Bu yıl Epica'da Turkcell Mobil Ödülleri isminde yeni bir kategori var. Turkcell ödülleri, kategoriye bakmaksızın mobil telefonlar kullanılarak yapılan en yaratıcı reklam ve pazarlama aktivitelerini ödüllendirecek. Kazanan çalışma, interaktif veya doğrudan pazarlama kategorisinden olabileceği gibi bütünleşik kampanyanın bir parçası da olabilecek. Bu girişiminden dolayı Turkcell'i kutluyorum. Yeni kategori hakkındaki detayları merak edenleri de buraya alalım...
Epica 2008 ve Kırmızı İlanları
Dikkatimi çeken diğer bir noktayı da paylaşayım. Bigumigu'daki Kırmızı haberinde ilk yorumda "diğerlerine göre fark yaratıp öne gecmek, kazanmak konsepti için kullanılan en klişe görsel" adlı kırmızı ödülünü kimin alacağını biliyoruz en azından... denmişti. Epica da 2008 için 'Get noticed' diyerek aynı fikrin ampullüsünü kullanmış. Ne diyeyim; farkın yolu birdir ve klişe klişeyi açıyor galiba.
Sonuçları merakla bekliyoruz...
Bu yıl 22. düzenlenen Epica 2008'deki yenilikleri, ödül töreni hakkındaki bilgileri, 2007'nin kazananlarını, tüm kategorileri ve kuralları merak edenleri PDF dosyasına alalım...
Turkcell Mobil Ödülleri
Bu yıl Epica'da Turkcell Mobil Ödülleri isminde yeni bir kategori var. Turkcell ödülleri, kategoriye bakmaksızın mobil telefonlar kullanılarak yapılan en yaratıcı reklam ve pazarlama aktivitelerini ödüllendirecek. Kazanan çalışma, interaktif veya doğrudan pazarlama kategorisinden olabileceği gibi bütünleşik kampanyanın bir parçası da olabilecek. Bu girişiminden dolayı Turkcell'i kutluyorum. Yeni kategori hakkındaki detayları merak edenleri de buraya alalım...
Epica 2008 ve Kırmızı İlanları
Dikkatimi çeken diğer bir noktayı da paylaşayım. Bigumigu'daki Kırmızı haberinde ilk yorumda "diğerlerine göre fark yaratıp öne gecmek, kazanmak konsepti için kullanılan en klişe görsel" adlı kırmızı ödülünü kimin alacağını biliyoruz en azından... denmişti. Epica da 2008 için 'Get noticed' diyerek aynı fikrin ampullüsünü kullanmış. Ne diyeyim; farkın yolu birdir ve klişe klişeyi açıyor galiba.
Sonuçları merakla bekliyoruz...
Çingenelerin Yaşamı
Beş Satırla
Annelerin ninnilerinden
Spikerin okuduğu habere kadar,
Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
Anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
Anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Nazım Hikmet
Spikerin okuduğu habere kadar,
Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
Anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
Anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Nazım Hikmet
Kasım 19, 2008
Rüya X
Babalar oğullarını neden kerhaneye götürürler?
O hep bunun için keserdi kendini
İnsanlar neden ağlarlar?
Bundandı bedenine bunca yüklenmesi
'Birinin yaşayıp yaşamadığı fotoğraftan anlaşılır mı?'*
Gözlerini bazen böyle kır(p)ardı
Koluna kesikler attığında bu belki ibne olmasın diyedir
O kadını da olası şekillerde unutmalıydı
Unutmak bunca yük diyedir
İnsanlara bakar ağlardı
Belli mi olur zaman belki zaptedilir diyedir
Renkleri kırar rüyasından sesi kaldırırdı.
Yusuf Uğur Uğurel
* Krzysztof Kieslowski'nin Öldürme Üzerine Kısa Bir Film adlı filminden.
O hep bunun için keserdi kendini
İnsanlar neden ağlarlar?
Bundandı bedenine bunca yüklenmesi
'Birinin yaşayıp yaşamadığı fotoğraftan anlaşılır mı?'*
Gözlerini bazen böyle kır(p)ardı
Koluna kesikler attığında bu belki ibne olmasın diyedir
O kadını da olası şekillerde unutmalıydı
Unutmak bunca yük diyedir
İnsanlara bakar ağlardı
Belli mi olur zaman belki zaptedilir diyedir
Renkleri kırar rüyasından sesi kaldırırdı.
Yusuf Uğur Uğurel
* Krzysztof Kieslowski'nin Öldürme Üzerine Kısa Bir Film adlı filminden.
günün (s)özü 378
Doğru çizgide olsanız bile orada dikilip kalırsanız, oyun dışı kalırsınız.
Will Rogers
Will Rogers
Kasım 17, 2008
Logo Mash Up
Mario Amaya farklı markaların logolarını eğlenceli bir şekilde birleştirmiş. Tüm örneklere buradan bakabilirsiniz.
günün (s)özü 377
Küçük alanlar zihni disiplin altına alır; büyükleriyse başıboş bırakır.
Leonardo da Vinci
Leonardo da Vinci
Kasım 16, 2008
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)