Profilo’nun dayanıklı ev aletleri için ‘Lüzum yok!’ sloganı altında başlattığı kampanyayı şahsen ben çok yerinde buluyorum. Kristal Elma ödüllü Shubuo reklamlarını hatırlatıyor.
Reklam serisinin daha önce de bahsettiğim gibi katmanlı mizahtan yararlandığını düşünüyorum.
Farklı yaşlarda ve sosyal sınıflardaki hedef kitle grupları için ince düşünülmüş laflar ve mizah anlayışı…
1. Saç kurutma makinesi filminde her ne kadar dolaylı yoldan Rejoice’u yıllardır taşıyan ‘Yıka ve çık.’ kampanyasına bir gönderme olsa da bunun sorun teşkil edeceğini zannetmiyorum.
Olmadık yerlerden çıkıp ‘Lüzum yok!’ diyen adamın tavırları komik. ‘Sinüzit olmayın!’ diyerek hedef kitlenin sağlığını düşünmesi gerektiğini çok güzel vurguluyor.
Mahallenin Muhtarları, Melekler Adası ve son olarak Kadın İsterse dizilerinden tanıdığımız Burçin Terzioğlu ’nun oyunculuğunu da sade ve başarılı buldum.
Axess reklamları için neden Özgü Namal ’ın seçildiği konuşulurken; bunun altında izlenme rekorları kıran ve halkın(!) sevgilisi haline gelen dizi oyuncularının yarattığı ekstra sempatinin yattığını düşünüyorum.
2. Elektrik süpürgesi filminde ise gayet enerjik, sevimli ve hoplayıp zıplayan bir yüzle karşı karşıyayız. Yiyip süpürme üzerine yapılan espri biraz lafta kalsa da, elektrik süpürgesinin krakerleri yerden silip süpürmesi gerçekçi olmasa da, ‘Siz de hoplayın zıplayın işte!’ lafı durumu toparlıyor.
Espri kimine göre bayat gelse de adamın tavırları ve reklam serisinin kardeşliği durumu kurtarıyor. Bu arada, bir yandan kraker yerken bir yandan yerlere dökmek bana biraz tuhaf geldi.Böyle kraker yiyen var mı aranızda..?
3. Ütü filminde ise Kırışık Enstitüsü Cenevre ’den bir doktorun dublajına başvurulması, yabancı hekimin ‘Doğanın bize sunduğu bu mucizeden yararlanıyoruz.’ ifadesinden sonra salatalık göstermesi, adam ‘Lüzum yok!’ dediği anda ‘Mais, qu’est que tu fais?’ diye şaşırması, adamın ‘Kimseye mahcup olmayın!’ sosyal mesajı ve reklamın sonunda hekimin salatalığı yemesi kasarak da olsa filme renk katmış.
Bu filmi diğer iki filme göre uzak buldum. Keşke kırışıklıkları düzeltmek fikrini Ayşen Gruda ’nın filmlerinde gördüğümüz gözlere salatalık yerleştirme sahnesinde kullansalardı çok daha samimi olunabilirdi.
4. Çay makinesi filminde adamın yine olmadık bir yerden çıktığını ve soğuk çaylara savaş açtığını görüyoruz. ‘Alın bi tane düzgün çay için! Sıcak sıcak… Oooh miss!’ derken insanın hemen gidip çay demleyesi geliyor.
‘Lüzum yok!’ mu dersiniz..? Demlemeden olur mu canııım…
Dayanıklı küçük ev aletleri için yapılmış olan farklı ve sevimli reklamlar için tebrikler…
Afiyet olsun!