'Alternatif Seçim Afişleri' sergisi, Galeri Hafriyat'ta 50'nin üzerinde sanatçı ve tasarımcıyı buluşturdu. Sergi; kendi oy sandığı, oy pusulası ve ironik birçok seçim afişiyle, Türkiye'deki siyasi söylemlerin 'sağını solunu' bırakıp 'öteki' taraftan bakabilenlere birebir..
Seçim afişine ironik yaklaşım
"Baskı olduğu içindir ki, kendimizi ironi ile ifade ediyoruz" Bütün Türkiye'nin seçimini yapacağı ve nefeslerin tutulduğu şu sırada, sanat camiası da boş durmadı ve gündemdeki tüm barajları 'hayal gücü'nün farkıyla aşmayı başardı. İstanbul Karaköy'deki Çeşitli Sanatlar Alemi Hafriyat'ta seyre açılan 'Alternatif Seçim Afişleri' sergisi, Türkiye'nin yakın tarihi boyunca, sağdan veya soldan arandığı halde ulaşılamayan, dokunulmaz bir çok siyasal ve sosyal sembole 'dokunan' bir buluşma yarattı.
Serginin bitiş tarihi yok
17 Temmuz'da açılan ve kapanış tarihi belli olmayan sergi, sayısı 50'nin üzerindeki sanatçı ve tasarımcının katıldığı bir demokrasi ve espri platformu gibi. Beraberinde kendine özgü bir oy pusulası ve 'zekâ sorunu' yaşayanlara yönelik bir anketi de getirmiş üstelik. Etkinlik, Türkiye'deki seçim reklamlarının şablonlaşmış görsel ve metinsel tasarımına da, içten, birikmiş bir cevap olma niteliğini taşıyor. Hakan Gürsoytrak, ülkedeki seçim kampanyalarının görsel ve medyatik kalitesini anlatırken, sözünü yine sakınmıyor: "Bir cep telefonu, bir araba nasıl satılıyorsa, bir parti de bugün aynı mantıkla satılıyor. 'Her şey güzel olacak!' A Partisi de, B Partisi de, C Partisi de bunu diyor. Dolayısıyla bu reklamlar sana ne kadar inandırıcı geliyorsa, partiler de o kadar inandırıcı gelmeye başlıyor. Ortada bir 'imge kabızlığı' var ve hatta buna TV kanallarını da dahil edebilirsiniz. 'Zapping' yap; bir kadın, bir eğlence, bir gece yarısı programını aç: Belden kesilmiş suratlardan başka gördüğün bir şey yok."
Sergiye katılan herkes özgür
Sergi için sanatçı ve tasarımcılara çağrıda bulunan Memed Erdener ise, süregiden kampanyalardaki 'ortalama'ya ulaşma korkusunun altını çiziyor ve Hafriyat'taki sergiyi bununla şöyle ilişkilendiriyor: "Aman, şu kesimi de es geçmeyelim, onları da üzmeyelim,' diyor ve öyle davranıyorlar. Bu sefer herkes, herkesin peşine düşüyor. Bu da, tabii ki hiçbir partinin hiçbir şeyi temsil etmemesi, ama her şeye 'sahip çıkması' durumunu doğuruyor. Oysa bu sergiye katkıda bulunanların hepsi, olaya kendilerince baktılar ve hangi görüntü fikirlerini en fazla yansıtacaksa, ona yöneldiler. Çünkü afiş denen kavram zaten görüntüyü bir biçimde 'unutulmaz' kılmayı kendine hedef seçiyor. Oysa bugünkü partilerin, böyle bir şeye inançları ve cesaretleri yok..."
Görsel tarihe sahip çıkanlar
Bu sergiye katılan herkesin kendi dertleri olduğunu belirten Erdener, sözlerine şöyle devam ediyor: "Çünkü sadece siyasi partiler politika üretmiyor. İnsanlar da bireysel olarak politika üretiyor. Biz bunu unuttuk. Bu tür sergiler ve bir araya gelişlerle, toplum olarak yine bunu hatırlayacağımızı düşünüyorum. Okullardan çıkan genç sanatçı ve tasarımcılar, mezuniyetten sonra başka başka işlere yönelerek ne eğitim aldıklarını unutur hale geliyorlar. Aslında, eğitim almalarının nedeni illa bir müşterinin gelip, onlardan birtakım isteklerde bulunmaları değil. Onlar, bazı şeyleri yine de görselleştirebilir ve unutulmaz kılabilirler. Bu da, yaşadığımız kültürün ve ülkenin görsel tarihini oluşturur. Bütün tasarımcılar bunları unutmuş durumda. Afişleri istediğimizde, şaşıranlar bile oldu. Bu insanlar kendilerine yeni bir kapı açabilmenin heyecanını yaşadı. Bu da, serginin olumlu yanlarından biri."
Kaynak:Sabah