Eylül 07, 2007

Ne Hayat Ama!

Bu yazıya "Ne Hayat Ama!" başlığını uygun gördüm; çünkü ta en başından minnettar olmamız gereken çok şey var!

Yakın geçmişte, Dr. James Kennedy'nin kitabından bir bölüm okudum. Sizinle paylaşmaya değer olduğunu düşündüm. Bize sunulmuş en basit armağanları görmemizi sağlayan, "Biliyor muydunuz?" türünden bir yazıydı.

İşte nedeni… Dünya'mız Güneş'e yalnızca % 10 daha yakın olsaydı, yanardık. % 10 uzak olsaydı, donarak ölürdük. Ay, Dünya'ya beşte bir oranında daha yakın olsaydı, günde iki kez, yeryüzünün büyük bir bölümünü kaplayan 15 metrelik gel-git dalgaları olacaktı.

Şimdi de benim bilmediğim bir şey. Sıvıların çoğu, donduğunda sıkışır. Ama, su donduğunda, genleşir! Böyle olmasaydı, bütün göller (ve bunlardan bir sürü var) ve nehirler, dipten yüzeye doğru donardı ve bütün balıklar ölürdü.

Elma gibi bir şeyin üzerinde yaşıyoruz. Yerküre'nin katı bölümü, görece olarak elmanın kabuğundan daha incedir. Yerküre'nin geriye kalan bölümünün çoğu, eriyik haldeki lavlardan oluşur ki, bunlar bizi anında yakıp kül edebilir. Tepemizde, aynı şekilde bizi mahvedebilecek güçte kızılötesi ve diğer ışınlar vardır. Aşağıdaki ısıdan korunuyoruz. Yukarıdaki öldürücü ışınlardan ise atmosfer sayesinde korunuyoruz.

% 21 oksijen içeren, dengelenmiş atmosferimiz, insanların nefes almaları için en uygun bileşime sahiptir. Ayrıca, her yıl sürekli olarak bu gezegene çarpan ve atmosferimizde yanan milyonlarca meteorun bizi öldürmesini engelleyecek kadar kalındır!

Bütün bunlar, minnettar olmamız gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Sizce de öyle değil mi?

"Minnettar olmasını bilerek yaşayın!


Joe Fermano
 
Clicky Web Analytics