Buradan
Mayıs 28, 2009
Mayıs 27, 2009
Top 100 Marketing Buzzwords of 2009
2009 yılının en çok kullanılan buzz gibi pazarlama sözcükleri için buradan
girintiler ve çıkıntılar / 29
...
içimden bir ses diyor ki;
sus diyor.
...
elimde bastonum,
dilimde pardonum,
geziyorum öyle;
n'olacak benim sonum?
...
saklambaç oynayalım dedim,
kovalamaç oynayalım dedi.
körebe oynadık biz de...
...
içimden bir ses diyor ki;
sus diyor.
...
elimde bastonum,
dilimde pardonum,
geziyorum öyle;
n'olacak benim sonum?
...
saklambaç oynayalım dedim,
kovalamaç oynayalım dedi.
körebe oynadık biz de...
...
Mayıs 26, 2009
Bay Meraklı - 6
* Dünyada bir uçağın altından bir otomobilin geçtiği, otomobilin altından trenin geçtiği, trenin altından da bir yelkenlinin geçtiği tek yer ABD'de Massachusetts Eyaleti'ndeymiş. Yani, havaalanının yanında bir otoyol, otoyolun altında bir demiryolu köprüsü, köprünün altında ise bir su kanalı bulunmaktaymış.
** 2. Dünya Savaşı'nda Müttefik Hava Kuvvetleri'nin Berlin'e attıkları ilk bomba, Berlin Hayvanat Bahçesi'ne düşüp, bir fili öldürmüş.
*** New York, Times Square'da bulunan Coca Cola ışıklı reklamının ağırlığı 3.5 tondan fazlaymış, ışıklandırma için 12.000 ampul kullanılıyormuş ve kabloların uzunluğu 108 km'den fazlaymış.
** 2. Dünya Savaşı'nda Müttefik Hava Kuvvetleri'nin Berlin'e attıkları ilk bomba, Berlin Hayvanat Bahçesi'ne düşüp, bir fili öldürmüş.
*** New York, Times Square'da bulunan Coca Cola ışıklı reklamının ağırlığı 3.5 tondan fazlaymış, ışıklandırma için 12.000 ampul kullanılıyormuş ve kabloların uzunluğu 108 km'den fazlaymış.
Hayat Meyat Reçetesi - Beş
I. Bir tam gününü hayvanat bahçesinde geçir, hayvanların yalnızlığını fotoğrafla ve onları anlamaya çalış.
II. Bir sabah güneş doğmadan uyan, dışarı çık, kahvaltını vapurda yap ve simitini martılarla paylaş.
III. Çocukluk arkadaşına mektup yaz, eski günlerden bahset ve beraber yaşadığınız en komik hikayelerden anlat.
II. Bir sabah güneş doğmadan uyan, dışarı çık, kahvaltını vapurda yap ve simitini martılarla paylaş.
III. Çocukluk arkadaşına mektup yaz, eski günlerden bahset ve beraber yaşadığınız en komik hikayelerden anlat.
Gerilla Reklam Örnekleri
Mayıs 22, 2009
Bay Meraklı - 5
* Gemiler tersaneden indirilirken bir şişe içkinin kırılması geleneği Vikingler'e dayanıyormuş. İnanca göre; dolu bir şişe içkinin tanrıları teskin edeceğine ve bu sayede de geminin güvenceye alındığına inanılıyormuş.
** Gündönümü törenlerini aksatmadan kutlayan ve hâlâ sürdüren toplum Kızılderililer'miş.
*** Eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük varmış.
** Gündönümü törenlerini aksatmadan kutlayan ve hâlâ sürdüren toplum Kızılderililer'miş.
*** Eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük varmış.
Mayıs 20, 2009
Çakıltaşları
Duru bir suyun dibindeki renkli çakıltaşları
Nasıl taşarlarsa oynak renkleriyle biçimlerinden,
Esneterek cansız ve katı sınırlarını;
Tıpkı o çakıllar gibi taşırıyor benim de sesim,
Dilimdeki sözcükleri kalıplarından dışarı.
Acıyla, hüzünle ve umutsuzlukla
Çoğaltarak gün be gün bilinmedik bir aşkı.
Metin Altıok
Nasıl taşarlarsa oynak renkleriyle biçimlerinden,
Esneterek cansız ve katı sınırlarını;
Tıpkı o çakıllar gibi taşırıyor benim de sesim,
Dilimdeki sözcükleri kalıplarından dışarı.
Acıyla, hüzünle ve umutsuzlukla
Çoğaltarak gün be gün bilinmedik bir aşkı.
Metin Altıok
Bay Meraklı - 4
* Bir devekuşunun gözü beyninden büyükmüş.
** Sümüklüböceklerin dört tane burnu varmış.
*** Aslanlar bir günde elli kez sevişebilirmiş.
** Sümüklüböceklerin dört tane burnu varmış.
*** Aslanlar bir günde elli kez sevişebilirmiş.
günün (s)özü 486
Cesaretten yoksun olanlar, her zaman onu haklı çıkarmak için bir felsefe bulurlar.
Albert Camus
Albert Camus
Mayıs 19, 2009
günün (s)özü 485
Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Bay Meraklı - 3
* Paris'teki Versailles Sarayı'nın 1300 odası varmış ama hiç tuvaleti yokmuş.
** Eyfel Kulesi'nin yapımında toplam 6400 ton ağırlığında 18.100 adet demir parçası kullanılmış.
*** Paris şehrinin özlü sözü Latince Fluctuat nec mergitur, Fransızca Il est battu par les flots sans être submergé yani Sallanır ama batmaz imiş.
** Eyfel Kulesi'nin yapımında toplam 6400 ton ağırlığında 18.100 adet demir parçası kullanılmış.
*** Paris şehrinin özlü sözü Latince Fluctuat nec mergitur, Fransızca Il est battu par les flots sans être submergé yani Sallanır ama batmaz imiş.
Mayıs 18, 2009
günün (s)özü 484
Hepimizin aynı fikirde olması iyi bir şey değildir. Yaratıcılığı ortaya çıkaran fikir ayrılıklarıdır.
Aldous Huxley
Aldous Huxley
Forget
Vania and The Master için Vania Oliveira, Moritz Reichartz ve Michael Fragstein tarafından Büro Achter April'de yaratılan bir video klip çalışması.
Forget from Michael Fragstein on Vimeo.
eNSTaNTaNeLeR 60
* Ekonomiden Sorumlu Seyvet Bakanı
* Kriz ölçme aleti: Krizometre
* Sabah Sabah Seda Bayan
* Woody Allen, Lily Allen'dan üstündür.
* Yasal kahramanım: Ergenekon
* Ramazan ayının gülü: Güllaç
* ÖSS: Öğrenci Söndürme Servisi
* Yağlama değmez hayat, bu göz yaşlarına!
* Kriz ölçme aleti: Krizometre
* Sabah Sabah Seda Bayan
* Woody Allen, Lily Allen'dan üstündür.
* Yasal kahramanım: Ergenekon
* Ramazan ayının gülü: Güllaç
* ÖSS: Öğrenci Söndürme Servisi
* Yağlama değmez hayat, bu göz yaşlarına!
Elma Alt Shift ekibine katıldım!
Sanat Yönetmeni Fırat Yıldız'ın Mayıs 2005'ten beri düzenli olarak tuttuğu, Reklam Yazarı Tolga Güleç'in haberleriyle katkıda bulunduğu, yaratıcılık üzerine her şeyin paylaşıldığı, yakında 4. yaşını kutlayacak olan, Türkiye'nin ilk reklam bloglarından Elma+Alt+Shift ekibine katıldım. Takip etmeye ve beslenmeye devam...
Mayıs 17, 2009
Bay Meraklı - 2
* Türkiye'de 4 bölgede birden toprağı bulunan tek il Bilecik'miş.
** Konya'nın yüzölçümü Hollanda'dan büyükmüş.
*** 1950'lerin başında, 192 villa yapımı için Etibank'ın ortaklığıyla Etiler Yapı Kooperatifi kurulmuş ve semtin adı da bu kooperatiften kalmış.
** Konya'nın yüzölçümü Hollanda'dan büyükmüş.
*** 1950'lerin başında, 192 villa yapımı için Etibank'ın ortaklığıyla Etiler Yapı Kooperatifi kurulmuş ve semtin adı da bu kooperatiften kalmış.
İçerik
Distribution is nothing, content is everything.
and more...
- What Is Social Branding?
- What Makes A Brand Social?
- What Do You Need To Do To Become A Truly Social Brand Beyond Just Getting Into Facebook And Twitter?
and more...- What Is Social Branding?
- What Makes A Brand Social?
- What Do You Need To Do To Become A Truly Social Brand Beyond Just Getting Into Facebook And Twitter?
Şehirlerarası Yolculuk
365 gün 365 yazar parolasıyla yola çıkan Her Gün Biri: Çok yazarlı blog fikrini ilk duyduğumda heyecanlanmıştım. Hemen kendime bir gün seçip o günün gelmesini bekledim. 15 Mayıs 2009 günü yayınlanan Şehirlerarası Yolculuk başlıklı yazımı paylaşmak istedim.
Şehirlerarası yolculuklarda tanıdım hayatı, hayatın tanıklarını...
Düşüncelerimi biriktirdim yollar boyunca, yolları saydım kilometrelerce… Başımı yasladım ay ışığına, gözlerimi diktim karanlığa, içimi boşalttım sahipsiz mecralara... Fosforlu saatten öğrendim zamanı, bazen susuzluğumu dinledim bazen de açlığımı sakladım kendimden… En önemlisi; hayatın tanıklarını dinledim saatlerce, kulak verdim umut kokan hikayelerine...
Bir güney yolculuğunda tanıdım mesela Orhan Abi’yi... Antalya’ da bir tiyatroda suflörlük yapıyormuş. ‘İşletmeyi bitirdim, işsiz gezdim bir süre ve en sonunda bu işi buldum’ diyor kederli gözleri. Kader bu ya, tam da tercih dönemimde rastlıyorum Orhan Abi’ye...‘Yazma işletmeyi; aç kalırsın benim gibi.’ diyor; fakat dinlemiyorum onu, yeni yeni hatırlıyorum sözlerini...
Kayseri’ye giderken orta yaşlı, yolun yarısını neredeyse devirmiş, şişman suratlı, gözlüklü bir beyefendiyi dinliyorum bu defa... Ankara’da bir otelde resepsiyon müdürü olduğunu söylüyor ve başlıyor hikayesini anlatmaya: Kız almaya gidiyormuş Kayseri’ye. ‘Aman ben geç kaldım, sen kalma haa!’ diyor. ‘Acele et bak; yoksa evde kalırsın.’ Sonra ekliyor; ‘Bak kafamda saç kalmadı, daha yeni damat olacağız. Üniversitede okurken hemen evlen, sonra gül gibi geçinirsiniz’ diyor şaka yollu. ‘Aman abi, dur daha genciz, güzeliz; yakma bizi en güzel çağımızda’ diyorum mütemadiyen. Muhabbet uzuyor çeşitli anılarla, uykuya dalıyoruz bir süre sonra...
Asker Salih’i unutuyordum az kalsın. Memlekete dönerken tanışıyoruz, her hafta gittiğimiz pazarda ayakkabı satıyormuş. Pek de hızlı konuşuyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Arada bir başımı sallayıp onaylıyorum, bazen de kendisi tekrarlıyor. Bir soru sorsa tıkanıp kalacağımın farkındayım. Neyse ki hep o anlatıyor, ben de oyun oynar gibi Salih’i çözmeye çalışıyorum. Askerlik günlerinden, komutanlarından, Edirne halkından bahsediyor sürekli. Yaşını sorduğumda aynı yaşta olduğumuzu anlıyorum ve bulutları seyrederken Salih’in yerine kendimi koyuyorum. O dakikadan sonra asker oluyorum, başlıyorum hâyâl kurmaya...
Bu kez de irice bir amcanın yanındayım, özel şoförmüş kendisi. Veryansın ediyor otobüsün şoförüne sürekli... ‘Ya bas biraz, ne kadar yavaş gidiyor bu adam’ diye söyleniyor ya, ne fayda! Bir ben duyuyorum amcamızın sesini. ‘Takometre var araçta’ deyince; ‘benim Chevrolet olacaktı ki şimdi, en az 250 ile uçuyorduk’ diye yapıştırıyor cevabı. Durum anlaşılıyor ve hız tutkunu amcanın yanında susmaya karar veriyorum...
Sonunda kendimle baş başa kalıyorum. Loş bir ışık aydınlatıyor yüzümü, kısıyorum gözlerimi ve benliğimle dans ediyorum. İç hesaplaşmamın ardından gözüm fosforlu saate takılıyor yeniden, geçmiyor zaman... Sınırlı ve zorunlu yolculukta molayı bekliyorum çaresizce. Gözlerimi uykudan saklarken ayın parlaklığı vuruyor yüzüme. Uzunlarını yakan araçlar sıralanıyor yolda. Muavin geçiyor arada bir, görevini yapma telaşı var suratında, gözleri kan çanağı olmuş, saçları dağınık... Camda gölgeler, çevrede ağaçlar büyüyor sanki... Klimadan gelen yapay rüzgâr serinletiyor vücudumu, hafiften bir müzik yayılıyor kulaklara... Uyum içinde devam ediyor şehirlerarası yolculuk, devam ediyor hayat...
Derken hayatın tanıkları birer birer iniyor otobüsten, evlerinin yolunu tutuyorlar umutla. ‘Güle güle hayatlar!’ diyorum içimden... Güle güle...
Şehirlerarası yolculuklarda tanıdım hayatı, hayatın tanıklarını...
Düşüncelerimi biriktirdim yollar boyunca, yolları saydım kilometrelerce… Başımı yasladım ay ışığına, gözlerimi diktim karanlığa, içimi boşalttım sahipsiz mecralara... Fosforlu saatten öğrendim zamanı, bazen susuzluğumu dinledim bazen de açlığımı sakladım kendimden… En önemlisi; hayatın tanıklarını dinledim saatlerce, kulak verdim umut kokan hikayelerine...
Bir güney yolculuğunda tanıdım mesela Orhan Abi’yi... Antalya’ da bir tiyatroda suflörlük yapıyormuş. ‘İşletmeyi bitirdim, işsiz gezdim bir süre ve en sonunda bu işi buldum’ diyor kederli gözleri. Kader bu ya, tam da tercih dönemimde rastlıyorum Orhan Abi’ye...‘Yazma işletmeyi; aç kalırsın benim gibi.’ diyor; fakat dinlemiyorum onu, yeni yeni hatırlıyorum sözlerini...
Kayseri’ye giderken orta yaşlı, yolun yarısını neredeyse devirmiş, şişman suratlı, gözlüklü bir beyefendiyi dinliyorum bu defa... Ankara’da bir otelde resepsiyon müdürü olduğunu söylüyor ve başlıyor hikayesini anlatmaya: Kız almaya gidiyormuş Kayseri’ye. ‘Aman ben geç kaldım, sen kalma haa!’ diyor. ‘Acele et bak; yoksa evde kalırsın.’ Sonra ekliyor; ‘Bak kafamda saç kalmadı, daha yeni damat olacağız. Üniversitede okurken hemen evlen, sonra gül gibi geçinirsiniz’ diyor şaka yollu. ‘Aman abi, dur daha genciz, güzeliz; yakma bizi en güzel çağımızda’ diyorum mütemadiyen. Muhabbet uzuyor çeşitli anılarla, uykuya dalıyoruz bir süre sonra...
Asker Salih’i unutuyordum az kalsın. Memlekete dönerken tanışıyoruz, her hafta gittiğimiz pazarda ayakkabı satıyormuş. Pek de hızlı konuşuyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Arada bir başımı sallayıp onaylıyorum, bazen de kendisi tekrarlıyor. Bir soru sorsa tıkanıp kalacağımın farkındayım. Neyse ki hep o anlatıyor, ben de oyun oynar gibi Salih’i çözmeye çalışıyorum. Askerlik günlerinden, komutanlarından, Edirne halkından bahsediyor sürekli. Yaşını sorduğumda aynı yaşta olduğumuzu anlıyorum ve bulutları seyrederken Salih’in yerine kendimi koyuyorum. O dakikadan sonra asker oluyorum, başlıyorum hâyâl kurmaya...
Bu kez de irice bir amcanın yanındayım, özel şoförmüş kendisi. Veryansın ediyor otobüsün şoförüne sürekli... ‘Ya bas biraz, ne kadar yavaş gidiyor bu adam’ diye söyleniyor ya, ne fayda! Bir ben duyuyorum amcamızın sesini. ‘Takometre var araçta’ deyince; ‘benim Chevrolet olacaktı ki şimdi, en az 250 ile uçuyorduk’ diye yapıştırıyor cevabı. Durum anlaşılıyor ve hız tutkunu amcanın yanında susmaya karar veriyorum...
Sonunda kendimle baş başa kalıyorum. Loş bir ışık aydınlatıyor yüzümü, kısıyorum gözlerimi ve benliğimle dans ediyorum. İç hesaplaşmamın ardından gözüm fosforlu saate takılıyor yeniden, geçmiyor zaman... Sınırlı ve zorunlu yolculukta molayı bekliyorum çaresizce. Gözlerimi uykudan saklarken ayın parlaklığı vuruyor yüzüme. Uzunlarını yakan araçlar sıralanıyor yolda. Muavin geçiyor arada bir, görevini yapma telaşı var suratında, gözleri kan çanağı olmuş, saçları dağınık... Camda gölgeler, çevrede ağaçlar büyüyor sanki... Klimadan gelen yapay rüzgâr serinletiyor vücudumu, hafiften bir müzik yayılıyor kulaklara... Uyum içinde devam ediyor şehirlerarası yolculuk, devam ediyor hayat...
Derken hayatın tanıkları birer birer iniyor otobüsten, evlerinin yolunu tutuyorlar umutla. ‘Güle güle hayatlar!’ diyorum içimden... Güle güle...
Mayıs 15, 2009
günün (s)özü 482
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.
Albert Einstein
Albert Einstein
Hayat Meyat Reçetesi - Dört
I. Üniversitelerin festival programlarını takip et, sevdiğin grupların konserine git ve doyasıya dans et.
II. Beşiktaş'tan Bebek'e yürüyüş yap, açık havada nefes almanın tadını çıkar ve balık tutanlara kolay gelsin dile.
III. Evine bir hayvan alıp besle, ona sevgini göster ve herkesten çok seni sevmesini sağla.
II. Beşiktaş'tan Bebek'e yürüyüş yap, açık havada nefes almanın tadını çıkar ve balık tutanlara kolay gelsin dile.
III. Evine bir hayvan alıp besle, ona sevgini göster ve herkesten çok seni sevmesini sağla.
Bay Meraklı - 1
* Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratılmış.
** Pamuk Prenses hikayesindeki 7 Cücenin isimleri; Happy, Grumpy, Sneezy, Doc, Dopey, Sleepy ve Bashful imiş.
*** İngilizce'deki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuş.
** Pamuk Prenses hikayesindeki 7 Cücenin isimleri; Happy, Grumpy, Sneezy, Doc, Dopey, Sleepy ve Bashful imiş.
*** İngilizce'deki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuş.
Bu Gole Erişim Mahkeme Kararıyla Engellemiştir
Eurosport spikeri Dağhan Irak, "SansüreSansür" e destek amacıyla maç anlatımı esnasında müthiş bir gerillaya imza attı. Yay dostum, sansür sevene adam denir mi?
Mayıs 14, 2009
girintiler ve çıkıntılar / 28
...
ayaklarım yere basıyor,
amma ve lakin;
hiçbir yere.
...
geçiciyiz,
duygu ve düşünce dizisiyiz;
hepimiz.
...
çocukları büyükler eğlendiriyor,
büyükleri de çocuklar...
...
ayaklarım yere basıyor,
amma ve lakin;
hiçbir yere.
...
geçiciyiz,
duygu ve düşünce dizisiyiz;
hepimiz.
...
çocukları büyükler eğlendiriyor,
büyükleri de çocuklar...
...
Mayıs 12, 2009
günün (s)özü 480
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: kendisi.
Aldous Huxley
Aldous Huxley
İstanbul 2010'da Gönüllü Gençlik
Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu, Zaman gazetesindeki yazısında jürilik yaptığı Uluslararası Reklamcılık Derneği IAA'in düzenlediği üniversiteler arası reklamcılık yarışmasındaki dikkat çekici izlenimlerini aktarmış. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir ülkede, gençleri anlamanın yolu onları dinlemekten geçiyor. Buyurun!
Eğlence varsa ben de varım orada!
Uluslararası Reklamcılık Derneği IAA'in 12'ncisini yaptığı üniversiteler arası yarışmanın jürisindeyim. 25 üniversiteden 62 takımın katıldığı bu yılki yarışmanın konusu; 2010 İstanbul Kültür Başşehri projesinde çalışacak 200 gönüllü üniversiteliye ulaşmak. Önce 62 işi 13'e indiren ilk aşamayı geçtik. Sonra da jüri üyelerinin tamamı, ki içinde 2010'un iletişim ayağında görev yapan iki yetkili de vardı, sunumları dinledik.
Finalde öğrenciler bir anlamda kendi yaşıtlarına nasıl ulaşılabileceğini anlattı. Gençlik pazarıyla ilgilenenler duyurulur:
HAYDİ bizim kuşağı bıraktım, kuşaklar arasındaki fark yani 10'lu yaşlarını sürenlerle 20'li yaş arasındaki uçurum yabana atılır cinsten değildi.
BU farklar daha çok hayata bakışta ve olaylardan beklentilerindeydi. Her etkinlikte mutlaka eğlence var mı diye bakıyorlar, olmazsa burun kıvırıyorlardı.
HAVALI olmak için havalı etkinliklere katılabilirlerdi ama bu konuda da çok seçkinciydiler.
MADDİ getirisi olmayan etkinliklerde gönüllü olmayı istemiyorlar, mutlaka karşılığını istiyorlardı.
DAHA çok sanal bir dünyada yaşıyorlar ve kendilerine ağırlıklı olarak buradan ulaşılması gerektiğini söylüyorlardı. İşte bu dünyanın da kuralları ve dinamikleri vardı. Bazılarına bakamadığım bazı absürd videolar ve görseller çok popülerdi. Gençlere ulaşmak isteyenler bu görsel imgeleri kullanmalıydı.
KAMPANYA toplam 1.000 başvurudan 200 gönüllü istiyordu, zaten yarışmaya katılanların sayısı bu kadardı. Bu kadar zahmete ne gerek vardı? Onlar gönüllü olsa başkaları gelmese de olurdu!
28 MAYIS 2009'da Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde yarışmanın kazananları açıklanacak. Kazanan işlerin fikirleri çok iyiydi ve ben en azından bunun için umutlanabilirdim.
Günseli Özen Ocakoğlu
Eğlence varsa ben de varım orada!
Uluslararası Reklamcılık Derneği IAA'in 12'ncisini yaptığı üniversiteler arası yarışmanın jürisindeyim. 25 üniversiteden 62 takımın katıldığı bu yılki yarışmanın konusu; 2010 İstanbul Kültür Başşehri projesinde çalışacak 200 gönüllü üniversiteliye ulaşmak. Önce 62 işi 13'e indiren ilk aşamayı geçtik. Sonra da jüri üyelerinin tamamı, ki içinde 2010'un iletişim ayağında görev yapan iki yetkili de vardı, sunumları dinledik.
Finalde öğrenciler bir anlamda kendi yaşıtlarına nasıl ulaşılabileceğini anlattı. Gençlik pazarıyla ilgilenenler duyurulur:
HAYDİ bizim kuşağı bıraktım, kuşaklar arasındaki fark yani 10'lu yaşlarını sürenlerle 20'li yaş arasındaki uçurum yabana atılır cinsten değildi.
BU farklar daha çok hayata bakışta ve olaylardan beklentilerindeydi. Her etkinlikte mutlaka eğlence var mı diye bakıyorlar, olmazsa burun kıvırıyorlardı.
HAVALI olmak için havalı etkinliklere katılabilirlerdi ama bu konuda da çok seçkinciydiler.
MADDİ getirisi olmayan etkinliklerde gönüllü olmayı istemiyorlar, mutlaka karşılığını istiyorlardı.
DAHA çok sanal bir dünyada yaşıyorlar ve kendilerine ağırlıklı olarak buradan ulaşılması gerektiğini söylüyorlardı. İşte bu dünyanın da kuralları ve dinamikleri vardı. Bazılarına bakamadığım bazı absürd videolar ve görseller çok popülerdi. Gençlere ulaşmak isteyenler bu görsel imgeleri kullanmalıydı.
KAMPANYA toplam 1.000 başvurudan 200 gönüllü istiyordu, zaten yarışmaya katılanların sayısı bu kadardı. Bu kadar zahmete ne gerek vardı? Onlar gönüllü olsa başkaları gelmese de olurdu!
28 MAYIS 2009'da Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde yarışmanın kazananları açıklanacak. Kazanan işlerin fikirleri çok iyiydi ve ben en azından bunun için umutlanabilirdim.
Günseli Özen Ocakoğlu
Mayıs 11, 2009
GSUfest 2009
15 -18 Mayıs tarihleri arasında GSÜ Ortaköy Kampüsünde gerçekleştirilecek olan GSUFEST 2009 her zamanki gibi üniversiteliler ve her yaştan insanın eğleneceği bir festival olacak. Boğaz kenarındaki muhteşem manzarasıyla bu sene GSUFEST'te yerli ve yabancı sanatçılarla birlikte, hem amatör grupları dinleyebilecek hem de gündüz aktiviteleriyle iyi vakit geçireceksiniz.
Ayrıca Revolters ve Woo Hoo gibi sevilen gruplar sahnede performanslarıyla yer alıcak. Festival biletleri Galatasaray Üniversitesi'nde açılan standlardan ve üniversite temsilcilerinden temin edilebilir. Bilet fiyatları ve ayrıntılar için tıklayın! Galatasaray Üniversitesi 2009 Festivali
Ayrıca Revolters ve Woo Hoo gibi sevilen gruplar sahnede performanslarıyla yer alıcak. Festival biletleri Galatasaray Üniversitesi'nde açılan standlardan ve üniversite temsilcilerinden temin edilebilir. Bilet fiyatları ve ayrıntılar için tıklayın! Galatasaray Üniversitesi 2009 Festivali
günün (s)özü 479
Takım çalışmasının iyi bir özelliği, her zaman başkalarının da sizin tarafınızda yer almasıdır.
Margaret Carty
Margaret Carty
girintiler ve çıkıntılar / 27
...
atlı karınca
lunaparka sığındı,
yolda kalınca...
...
gönderilmiş e-postalarını
boşver,
gönderilmemiş mektuplarından
haber ver.
...
üşüyorum ama kime?
en sıcak birisine.
...
atlı karınca
lunaparka sığındı,
yolda kalınca...
...
gönderilmiş e-postalarını
boşver,
gönderilmemiş mektuplarından
haber ver.
...
üşüyorum ama kime?
en sıcak birisine.
...
SansüreSansür Yay! Hareketi
Yay! Hareketi, adı üstünde, yaymaktan geliyor. Sanal ortamda, gerçek hayatta, elimizden geldiğince tepkimizi yaymak anlamını içeriyor.
Bu doğrultuda, elimizde çeşitli malzemelerimiz ve yönetmen arkadaşımız İlkay Kopan’ın çektiği videolarımız var.
11 Mayıs itibariyle, videolarımızı, manifestomuzla beraber bloglarımızda yayınlayarak, ortak bir mesaj vermeyi hedefliyoruz. Aynı gün, aynı mesajla ortaya atılarak kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz.
Öte yandan, videolar ve banner’lar sanalda yayılırken, gerçek hayatta da boş durmuyoruz tabii ki. Tepkimizi internetten çıkarıp, dışarıda da göstermek için poster ve sticker gibi malzemelerimizden faydalanacağız.
Amaç belli: Sansür, her yerde karşınıza çıkabilir. Malzemeler de bu doğrultuda hazırlandı, boşlukları malzemeyi kullandığınız yere göre yazabilirsiniz.
Örneğin, posteri bir restorana astınız, boşluğu “Bu restorana erişim engellenmiştir” şeklinde doldurabilirsiniz.Bu fikirden hareketle aklınıza yeni bir malzeme fikri gelirse, atış serbest. Neler mi olabilir? Tribünlerde “bu tribüne erişim engellenmiştir” pankartı açmak olabilir, yine mecrasına uygun mesajlarla amerikan servis, tişört, bardak altlığı, föy, stensil gibi daha pek çok şey olabilir, bundan sonrası hepimizin hayal gücüne kalıyor aslında.
Sizden tek isteğimiz, bu malzemeleri kullandığınızda ya da gerçek hayatta karşınıza çıktığında, hemen bir fotoğrafını çekip, nerede olduğu bilgisiyle birlikte bize göndermeniz. Hareketin ne kadar yayıldığını görmek ve fotoğraflarla sitemizde sergilemek istiyoruz.
Kısıtlı sayıda malzeme elimizden bulunuyor. Bir süre için bize yazarak malzeme temin edebilirsiniz ya da doğrudan bu sayfadan indirip, kendiniz basabilirsiniz.
Viral malzemelerin hepsine ulaşmak ve indirmek için tıklayın.
Bu doğrultuda, elimizde çeşitli malzemelerimiz ve yönetmen arkadaşımız İlkay Kopan’ın çektiği videolarımız var.
11 Mayıs itibariyle, videolarımızı, manifestomuzla beraber bloglarımızda yayınlayarak, ortak bir mesaj vermeyi hedefliyoruz. Aynı gün, aynı mesajla ortaya atılarak kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz.
Öte yandan, videolar ve banner’lar sanalda yayılırken, gerçek hayatta da boş durmuyoruz tabii ki. Tepkimizi internetten çıkarıp, dışarıda da göstermek için poster ve sticker gibi malzemelerimizden faydalanacağız.
SansureSansur - 01 (Eng. Subt.) from adboy on Vimeo.
Amaç belli: Sansür, her yerde karşınıza çıkabilir. Malzemeler de bu doğrultuda hazırlandı, boşlukları malzemeyi kullandığınız yere göre yazabilirsiniz.
SansureSansur - 02 (Eng. Subt.) from adboy on Vimeo.
Örneğin, posteri bir restorana astınız, boşluğu “Bu restorana erişim engellenmiştir” şeklinde doldurabilirsiniz.Bu fikirden hareketle aklınıza yeni bir malzeme fikri gelirse, atış serbest. Neler mi olabilir? Tribünlerde “bu tribüne erişim engellenmiştir” pankartı açmak olabilir, yine mecrasına uygun mesajlarla amerikan servis, tişört, bardak altlığı, föy, stensil gibi daha pek çok şey olabilir, bundan sonrası hepimizin hayal gücüne kalıyor aslında.
SansureSansur - 03 (Eng. Subt.) from adboy on Vimeo.
Sizden tek isteğimiz, bu malzemeleri kullandığınızda ya da gerçek hayatta karşınıza çıktığında, hemen bir fotoğrafını çekip, nerede olduğu bilgisiyle birlikte bize göndermeniz. Hareketin ne kadar yayıldığını görmek ve fotoğraflarla sitemizde sergilemek istiyoruz.
SansureSansur - 04 (Eng. Subt.) from adboy on Vimeo.
Kısıtlı sayıda malzeme elimizden bulunuyor. Bir süre için bize yazarak malzeme temin edebilirsiniz ya da doğrudan bu sayfadan indirip, kendiniz basabilirsiniz.
SansureSansur - 05 (Eng. Subt.) from adboy on Vimeo.
Viral malzemelerin hepsine ulaşmak ve indirmek için tıklayın.
Mayıs 08, 2009
Hayat Meyat Reçetesi - Üç
I. Haftasonu topla arkadaşlarını, çıkarın kağıdı kalemi, isim şehir oynayın.
II. Bavulunu hazırlayıp istasyona git, ilk kalkan trene atla, aklından bir sayı tut ve o durakta in. İneceğin yeri ayrıntılarıyla keşfetmek sana kalmış.
III. Bir sabah sevgilinle uyandığında ona öyle bir kahvaltı hazırla ki; bir tek, kuş sütü eksik kalsın.
II. Bavulunu hazırlayıp istasyona git, ilk kalkan trene atla, aklından bir sayı tut ve o durakta in. İneceğin yeri ayrıntılarıyla keşfetmek sana kalmış.
III. Bir sabah sevgilinle uyandığında ona öyle bir kahvaltı hazırla ki; bir tek, kuş sütü eksik kalsın.
Mayıs 07, 2009
''Fırtınalı Denizde Kaptanlık'' Konferansı
IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği, bütün dünyayı sarsan krizin reklam sektörü üzerindeki etkilerini ele alıyor. Reklamverenler, reklamcılar, medyanın temsilcileri, uzmanlar, araştırmacılar krizin nasıl gelişebileceği, bu krizden mümkün olan en az hasarla nasıl kurtulunabileceğini, dünyadaki ve Türkiye'deki başarılı örnekleri inceleyerek rakamsal verileri değerlendirerek tartışıyor.
Tarih
12 Mayıs Salı, 09.00 - 17.00
Yer
İş Sanat Oditoryum, 4. Levent
Katılım koşulları ve bilgi için
Fatoş Keskin: 0212 325 37 88 - 90
Tarih
12 Mayıs Salı, 09.00 - 17.00
Yer
İş Sanat Oditoryum, 4. Levent
Katılım koşulları ve bilgi için
Fatoş Keskin: 0212 325 37 88 - 90
günün (s)özü 477
İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır.
Martin Luther King
Martin Luther King
IAA'in yarışması sonuçlandı
IAA Uluslararası Reklamcılık Derneği'nin düzenlediği Üniversitelerarası Reklam Yarışması'nın 12'incisinde sona gelindi. 25 üniversiteden 62 takımın katıldığı 12. Üniversitelerarası Reklam Yarışması'nda 13 takım finale kaldı ve finale kalan takımlar 3 Mayıs'ta toplanan jüri tarafından değerlendirildi. Yarışmanın kazananı ise 28 Mayıs'ta Bahçeşehir Üniversite'sinde yapılacak ödül töreninde açıklanacak.
Bu yılki IAA Üniversitelerarası Reklam Yarışması, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti sponsorluğunda düzenledi. 3 Mayıs'ta finale kalarak jüri ününe çıkan takımlar şunlar oldu:
Akdeniz Üniversitesi - Ajans Artçı
Anadolu Üniversitesi - Ajans Nanik Atak
Anadolu Üniversitesi - Ajans Action
Anadolu Üniversitesi - Ajans Minimal
Ankara Üniversitesi - Ajans Martı
Bahçeşehir Üniversitesi - Ajans Fikr-i Firar
Başkent Üniversitesi - Ajans Adteam
Gazi Üniversitesi - Ajans Onbeş
İstanbul Bilgi Üniversitesi - Ajans 3 Wise Monkeys
İstanbul Kültür Üniversitesi - Ajans Pre Big Idea
İzmir Ekonomi Üniversitesi - Ajans Limon
Maltepe Üniversitesi - Ajans Boynuz
Selçuk Üniversitesi - Ajans Tünel
12. Üniversitelerarası Reklam Yarışması jürisi şu isimlerden oluşuyor:
Azmi Gümüşlüoğlu / İletişim Danışmanı / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Deniz Giray / İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı / Halkla İlişkiler ve Etkinlik Direktörü
Faruk Atasoy / Birikim / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Günseli Özen Ocakoğlu / Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni
Kayhan Çavuşoğlu / Ak Ajans Bşk. Yrd. / IAA Türkiye Bölümü Genç Profesyoneller Grubu
Meral Saçkan / MPR Pazarlama / Genel Md. / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Meral Terem / Uluslararası Reklamcılık Derneği / IAA Türkiye Bölümü Genel Md.
Pınar Kılıç / Öğretim Görevlisi / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Serhan Ada / İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı / Kent Kültürü Yönetmeni
Ödül töreni ile ilgili detaylı bilgiyi www.iaaturkey.com ya da 0 212 325 37 88 numaralı telefondan alabilirsiniz.
Bu yılki IAA Üniversitelerarası Reklam Yarışması, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti sponsorluğunda düzenledi. 3 Mayıs'ta finale kalarak jüri ününe çıkan takımlar şunlar oldu:
Akdeniz Üniversitesi - Ajans Artçı
Anadolu Üniversitesi - Ajans Nanik Atak
Anadolu Üniversitesi - Ajans Action
Anadolu Üniversitesi - Ajans Minimal
Ankara Üniversitesi - Ajans Martı
Bahçeşehir Üniversitesi - Ajans Fikr-i Firar
Başkent Üniversitesi - Ajans Adteam
Gazi Üniversitesi - Ajans Onbeş
İstanbul Bilgi Üniversitesi - Ajans 3 Wise Monkeys
İstanbul Kültür Üniversitesi - Ajans Pre Big Idea
İzmir Ekonomi Üniversitesi - Ajans Limon
Maltepe Üniversitesi - Ajans Boynuz
Selçuk Üniversitesi - Ajans Tünel
12. Üniversitelerarası Reklam Yarışması jürisi şu isimlerden oluşuyor:
Azmi Gümüşlüoğlu / İletişim Danışmanı / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Deniz Giray / İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı / Halkla İlişkiler ve Etkinlik Direktörü
Faruk Atasoy / Birikim / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Günseli Özen Ocakoğlu / Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni
Kayhan Çavuşoğlu / Ak Ajans Bşk. Yrd. / IAA Türkiye Bölümü Genç Profesyoneller Grubu
Meral Saçkan / MPR Pazarlama / Genel Md. / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Meral Terem / Uluslararası Reklamcılık Derneği / IAA Türkiye Bölümü Genel Md.
Pınar Kılıç / Öğretim Görevlisi / IAA Türkiye Bölümü YK Üyesi
Serhan Ada / İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı / Kent Kültürü Yönetmeni
Ödül töreni ile ilgili detaylı bilgiyi www.iaaturkey.com ya da 0 212 325 37 88 numaralı telefondan alabilirsiniz.
Mayıs 06, 2009
Mayıs 04, 2009
günün (s)özü 475
Hırs deyip geçmeyin, bu dünyada büyük olarak ne yapılırsa onun sayesinde yapılır.
Anatole France
Anatole France
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
