eNSTaNTaNeLeR 39

* Karakter taklidi

* Monoklinik

* Alidesidero : Ali de istiyor

* Kahve(ba)hane

* Söz uçar, beste kalır.

* Kültürel ötecilik

* Alman Kale: Oliver Kahn

* Uslanmaz paslanmaz tavır

Şekersiz kola savaşı

Günseli Özen Ocakoğlu şekersiz kola savaşına değinmiş, yazının tamamı için başlığa tıklayın.

Sıfır şeker, Zero'ya karşı

Pepsi Max-Zero Sugar'ın ilk lansman filmi, bir kesme şekeri güçlü bir şekilde ezerek şekersizlik durumunu iyi anlatıyordu. Geçtiğimiz hafta hem Pepsi Max'ın Zero Sugar'ı hem de Coca Cola'nın Zero'su aynı ekranı paylaşmaya başladı. İkisi de kısa film tadında. Pepsi mahkemelik Aysun Kayacı'nın rol aldığı reklamlarına rahmetli Aysel Gürel'i de katarak durumu daha da izlenilir kılarken, Coca Cola Zero'sunda Uğur Yücel'i oynatmış. Türk insanının merak zafiyetini kullanan Coca Cola, Uğur Yücel'in Hırsız-Polis dizisindeki karakterinden faydalanmış. Kolalı içeceklerin şişmanlattığı gerçeğinden yola çıkarak hazırlanan bu iki yeni içecek bakalım pazara nasıl bir hareket getirecek? Bu arada medar-ı iftiharımız Cola Turka nerede, ne yapıyor acaba?

Yeni mecra POS

Garanti ödeme Sistemleri Türkiye’nin ilk multimedya PINPAD’lerini kullanıma sundu. İngenico Türkiye ile yapılan iş birliği sonrasında hizmete sunulan multimedya PİNPAD’ler sayesinde POS’lar reklam ve tanıtım mecrası olarak da kullanıma başlandı.

İlk olarak Garanti Bankası’nın Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde bulunan VIP lounge’ı “Zone” da kullanılmaya başlanan, dokunmatik ve renkli ekran özelliklerine sahip 6770 Ingenico Multimedya PINPAD’i POS’leri yalnızca bir ödeme aracı olmaktan çıkartıp kasada ödeme yaparken, beklediği sırada reklam izlemesini sağlıyor.

Ingenico’nun geliştirdiği Ingenico 6770 2+8MB hafızası olan multimedya PINPAD, aynı zamanda üzerinde çok sayıda banka uygulaması da saklayabiliyor.

Kaynak: Marketing Türkiye

Çıtır gofret reklamı

Ugur Özakıncı'nın 'Ben bir kiralık katilim' isimli kitabından bir öykü:

"...beni herkesten cok sevdiğini hep başkalarından duydum. Bana yolladığı haberleri getirenlerin yüzünde babamın yüzünü canlandırmaya çalıştım. Onların seslerinde babamın sesini, onların ellerinde babamın ellerini... Belki bu yüzden ben ellerimi kimseden esirgemiyorum...

Babam hep yoktu, hep suskunluktu, hep özlemekti, hep beklemekti... İşte bu yüzden, o çıtır gofret reklamında, akşam eve geldiğinde oğlunu kucaklayıp havaya kaldıran baba rolündeki adamı çok seviyorum..."

WC

İletişim

* İnsan aynı huyu taşıyan insanlarla iletişim kurarsa, bu iletişim sayesinde hem cömert hem de cömert insanlara daha yakın olur?
Marcus Cicero

* Vicdanlı insanlarla iletişim kurmak kadar güzel bir şey olamaz.
Konfüçyüs

* Doğru insan doğru insanla iletişim kurmalı ama maalesef böyle olmuyor.
William Shakespeare

* İletişim kurduğum insanların hiçbirini kendimden üstün görmedim.
Jean-Jacques Rousseau

Balık

Ölünce suya paralel ölüp insanı korkutan, tüyleri olmadığı için elle sevmenin manasızlaştığı, hayatın anlamını bulmuş ama hiç önemsememiş gibi görünen, `ben aslında her şeyi biliyorum hiç bir şey bilmeyen biri varsa o da sensin ama bu umrumda bile değil ve gördüğün gibi sana hiç bir sırrı söylemeyeceğim ` yazılı kuyruklarını kıvıra kıvıra aynı daireyi defalarca kez çizen, kahvede ona benzer bir şey görünce sana kısmet var denilen varlıklardır.

Teşekkürler lolik

Kaynak: ekşisözlük

Muhabbet

Bir fasulye çimleniyordu
Çiseledikçe yağmur.
Koştum vardım ki yanına
Anlasın ne nimet olduğunu
Sen git yerine! dedi Ayşa Kadın
Böyle kibar erkeyin ayağ’na
Ben kendi ayağ’mnan gelirim

Bu muhabbeti görünce uzaktan
Kıpkırmızı oldu biberiye

Bayram nedir ki dedim kendi kendime
Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye

Can Yücel

Yorumsuz 59

günün (s)özü 281

İş yaşamındaki başarı sanatının sırrı sıkı çalışmaktır, her şeyi ciddiyetle ele almak değil.

Elbert Hubbart

Reklamcılar Tahtaya

Hem sektör çalışanlarına hem de üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen “Reklamcılar Tahtaya” eğitim semineri 15 Mart 2008 Cumartesi günü “Reklam” konulu gündemiyle İTÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda yapılacak.

15 Mart Cumartesi günü Maçka’daki ilk zil Serdar Erener’in “Gerçek mi, değil mi etkisinden belli olur” başlıklı dersi için çalacak.

Ardından Alametifarika Ajans Başkan yardımcısı Yasemin Sümer “Müşteri temsilcisiz ajans mı olur?” başlığıyla birikimlerini paylaşacak.

Verilecek bir saatlik öğle teneffüsünün ardından bu kez katılımcılar, Televizyon ve reklam dünyasının yakından tanıdığı oyuncu Sarp Apak ve Alametifarika prodüktörlerinden Yağız Bak’ın birlikte tahta başında olacakları “Show Business” başlıklı dersi için tekrar buluşacaklar.

Öğleden sonraki ikinci ders, yine televizyon ve reklam dünyasının profesyonellerinden Okan Bayülgen’in “İletişim dünyasında disiplinlerarası bir adam” başlıklı konusuyla her iki tarafta da bulunmasının üzerine birikimlerini paylaşacak.

Dört ayrı bölümden oluşan “IAA Reklamcılar Tahtaya Eğitim Seminerleri”nde öğrencilere her ders günü için bir katılım belgesi veriliyor. Bir eğitim yılında dört kez yapılan bu seminerlerin tümüne katılanlaraysa “Katılım Sertifikası” sunuluyor.

Başvurular için; 0212 325 3788 no.lu telefondan IAA Türkiye Bölüm Sekreterliği’nden Ayşenur Yürekli aranabilir, iaaturkey@iaaturkey.com adresine elektronik posta gönderilebilir.

Başarısızlık

Çember.net düzenli olarak e-posta aracılığıyla kullanıcılarını sürekli bilgilendiriyor. Son gönderdiği şu satırları paylaşmak istedim:

Her girişim, başarıyı amaçlar. Ama bu kolay elde edilemez: girişimlerde başarısızlık, başarıdan daha sık karşılaşılan bir durumdur.

Diğer taraftan başarısızlık bir son da değildir. Honda'nın kurucusu Soichiro Honda, "Başarının %99'u başarısızlıktır" der. Her kötü sonuç, bir sonraki denemede o hatayı yapmamak için ciddi bir tecrübe içerir. Örneğin internet girişimciliğinde bir kez başarısız olmuş yöneticiler, başarısızlığı tatmamış olanlara göre daha revaçtadır.

Başarısızlık kötüdür. Ancak vazgeçmezseniz, size çok şeyler katabilecek bir öğretmen olabilir.

Bilim ve yeni düşünceler

Bir başka çağdan kalma adetlerinizde, alışkanlıklarınızda direnirseniz, cüzzamlılar, paryalar gibi tek başınıza kala kalırsınız. Benliğinize bağlı kalın ama, gelişmiş uluslar için gerekli olan şeyleri Batı'dan almasını bilin. Yoksa, bilim ve yeni düşünceler sizi bir lokmada yiyip bitirebilirler.

Mustafa Kemal Atatürk

günün (s)özü 280

Dünyada yeteneksiz insan yoktur.Sadece iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır.

Angle Pearti

İletişimin iki formu

Fotoğrafçı ve şiirlere ucundan bulaşmış biri olan Minor White iletişimin iki formuna ait dizeleri şu şekildedir:

Fotoğrafların içinde olmaktan mutluyum
Kelimelerin içinde olmaktan mutluyum
Onlar birbiriyle harmanlandığında
gördüğüm birleşimin içinde olmaktan mutluyum

Kardan Aslan

Sayıların Dili - Beş

5 = Beşiktaş

1 = Birdirbir

8 = Seksek

1453 = İstanbul

45 = Plak

Dere veya Söğüt Ağacı

Söğüt ağacı güzeldir.
Fakat trenimiz
Son istasyona vardığı zaman
Ben dere olmayı
Söğüt olmaya
Tercih ederim.

Orhan Veli Kanık

Sevdiğim Sloganlar - 14

Ace
Ace içeri mikroplar dışarı

Efes Pilsen
Birasal ısınmaya hayır

Can Bebe
Çişimi yapıyom, çişimi yapıyom, popom kuru kalıyor

Digiturk
Digi digi digi Türkler, mutlu mesut aileler

Rejoice
Yıka ve çık

günün (s)özü 279

Konuşmayı çok süslersen, amacından uzaklaşırsın.

Mevlânâ

Yorumsuz 58

eNSTaNTaNeLeR 38

* 'Kek yiyelim, Cake konuşalım'

* Farkıfelek

* Acil tıkış

* Fikir fırtınası

* Sosyal sorunluluk

* Amorti hayat

* For example = Farz edelim

* Kuru 'kuru fasulye' yenir mi?

İnsan Hakları

İnsan Hakları konulu Hürriyet 60. Yıl Özel Ödülü

Güven Ağır, Kreatif Direktör; Statü
Zümrüt Piyale, Reklam Yazarı, Statü

günün (s)özü 278

Doğru çizgide olsanız bile orada dikilip kalırsanız, oyun dışı kalırsınız.

Will Rogers

GSU 63

Effie 2007 Kitabı

Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği tarafından ortaklaşa yürütülen Effie 2007 yarışmasında ödül alan vakalar, “hesap verebilmek ve etkinlik” kavramlarını daha geniş kitleler arasında yaygınlaştırmak ve akademik platformda tartışılmasını sağlayacak bir ürün yaratmak, KOBİ’lere markalaşma süreçlerinde onları cesaretlendirecek örnekler sunmak amacıyla EFFIE 2007 KAZANANLAR ismiyle kitaplaştırıldı.

EFFIE 2007 KAZANANLAR kitabının üretimi, reklamveren ve ajanslarının kazanan vakaları; pazarlama iletişim çevreleri ve öğrencilerine yönelik olarak yeniden gözden geçirdiği, emek yoğun bir süreç sonunda gerçekleşti. Vakalar marka ruhuna uygun bir dille yeniden yazılırken, çalışmaları üreten ekipler birlikte fotoğraflandı.

2008 ilkbaharında, ödüllü 34 kampanyanın, pazarlama iletişimi sektörüyle ilgili öğrencilere, fakültelerin ilgili bölümlerindeki derslerde veya düzenlenecek özel etkinliklerle aktarılmasını sağlayacak bir dizi eğitim programı düzenlenecek. Effie Günleri dediğimiz bu eğitim etkinliği kapsamında ziyaret edilecek üniversiteler aşağıdaki gibi belirlendi:

AdSchool Istanbul’da Saffet Karpat’ın konuk olacağı ve Effie’de kazanan iki 2 P&G vakasının (İpana ve head&shoulders) işleneceği Effie Seansları yapılacak.

Effie’de ödül alan vakaların, ajans temsilcilerinin ve reklamverende emeği geçenlerin katılımıyla İstanbul ve Anadolu’daki üniversiteler ziyaret edilecek. Her üniversitede ikişer vaka sunulacak.

Ziyaret etmeyi hedeflediğimiz üviversiteler: Yeditepe, Koç, Sabancı, Boğaziçi, BİLGİ, Marmara, Bahçeşehir, Galatasaray, Eskişehir Anadolu, Konya Selçuk, Bilkent ve İzmir Ekonomi üniversiteleri.

günün (s)özü 277

Aslan bile kendini sineklerden korumak zorundadır.

Alman Atasözü

Sis ve İzmit

TV Reklam Sıralaması

Bileşim Medya’nın yaptığı analize göre 16 Aralık - 15 Ocak tarih aralığında televizyonda en çok reklamı yayımlanan ajanslar

günün (s)özü 276

Fikir, narindir.

Charles Brower

Yazmak

“Yazar, her an girecek bir beden arayan huzursuz ruhtur, tıpkı Baudelaire’in söylediği gibi, gönlünce kendisi veya başkaları olabilen kişidir. Yazıyorum, çünkü bana bahşedilen tek bir hayatla yetinemiyorum, aynı anda ben ve başkaları olmak için yazıyorum.

Hayat iki büyük yalnızlık olan doğum ve ölüm arasındaki kısa maceradan ibarettir, insanın hikayesi ise varlığımızı oluşturan bütünden kopmanın hikayesidir. Bir bedenden doğarak en büyük bütünden koparız, macera başlar. Ölümün bizi beklediği yerde macera tamamlanmıştır.”

Ayfer Tunç

Eski bir daktilo

Böyleyim

Ben böyleyim

Serseri mayın gibiyim
Takılıyorum ayaklarına
Yoluma çıkanların

Masal prensi gibiyim
Çıkarıyorum bulutlara
Karşıma çıkanların

Böyleyim ben

Different Kuaför

Bir yerde ölüm güzel oluyor

İnsan bir kere ölüyor ne fena
Bu düzeni değiştirmeli
Bir kere yaşamalı
Çok çok ölmeli
En büyük kederler bizim için
Bizim için karşılıksız sevgiler
Kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
Saygı değer annelerimiz incinmesin
Her yerim ayrı ayrı ölmeli
Yoksa ölüm yok bana bu dünyada
Bir kurşun beynime girsin
Bir bıçak kalbime saplansın
Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
Sonra gelsin bir manga asker
Sert bir komut
Bir yaylım ateş
Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
Çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi
Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
O aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
Halbuki şimdi benden kaçman da zor
Anlıyorum beni sevmen de zor
Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.

Ümit Yaşar Oğuzcan

günün (s)özü 275

Sevmenin sınırı olmaz.

Albert Camus

O an

5. Kırmızı Ödülleri

Kırmızı Reklam Ödüllerini görmek için başlığa tıklayın

eNSTaNTaNeLeR 37

* Alametin farkına bak!

* Ahmet Çakar Çakmaz Çakan Hakem

* Osasuna'yı da deli gönül Osasuna'yı

* Ayaküstü yayıncılık

* Memnuniyet töreni

* Potansiyel sinerji

* Alone Delon

* SNALUBMA

günün (s)özü 275

Terbiye ana kucağından başlar. Her söylenilen kelime çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır.

Namık Kemal

Yorumsuz 57

Dilim Dilim

DilimDilim Türkçenin yanlış kullanılmasını protesto eden bir internet sitesidir.

Tamamen kişisel bir projedir ve kesinlikle ticari bir amacı yoktur.

Eğer siz de dilimizin yanlış kullanılmasından rahatsız oluyorsanız destek siteye verebilirsiniz.

Başlığa tıklayın.

günün (s)özü 274

Güzellik, doğanın kadınlara verdiği ilk armağan, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir.

Fransız Atasözü

Beşiktaşım Oley!

Antik Acılar

Geçim parası için
Nice yaşlının
Eski İstanbul evlerinden
Getirdiği eşyalar
Üstüne kâr koyulup
Satılıyor antik
Acılar çarşısında

Sunay Akın

Berber Paradoksu

Bir berber, bulunduğu köydeki erkeklerden, yalnızca kendi kendini traş edemeyen erkekleri traş ediyor. Berberi kim traş edecek?

Yorumsuz 56

günün (s)özü 273

Hataları saklamak düzeltmekten daha çok acı verir.

Benjamin Franklin

Dalga

Mesut sanmak için kendimi
Ne kağıt isterim, ne kalem
Parmaklarımda sigaram
Dalar giderim mavisinden içeri
Karşımda duran resmin...

Giderim deniz çeker
Deniz çeker, dünya tutar
İçkiye benzer birşey mi var
Birşey mi var ki havada
Deli eder insanı, sarhoş eder?

Bilirim,yalan, hepsi yalan
Taka olduğum, tekne olduğum yalan
Suların kaburgalarımdaki serinliği
İskotada uğuldayan rüzgar
Haftalarca dinmeyen motor sesi
Yalan...

Ama gene de
Gene de güzel günler geçirebilirim
Geçirebilirim bu mavilikte
Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız
Ağacın gökyüzüne vuran aksinden
Her sabah erikleri saran buğudan
Buğudan, sisten, ışıktan, kokudan...

Ne kağıt yeter ne kalem
Mesut sanmam için kendimi
Bunların hepsi... Hepsi fasafiso
Ne takayım, ne tekneyim
Öyle bir yerde olmalıyım
Öyle bir yerde olmalıyım ki
Ne ışık,ne sis, ne buğu gibi
İnsan gibi...

Orhan Veli Kanık

Youtube'un yeni hedefi

YouTube, içerdiği milyonlarca videoyu dünyayla paylaşma hizmetini cep telefonlarında yaygınlaştırmayı hedefliyor.

YouTube, içerdiği milyonlarca videoyu dünyayla paylaşma hizmetini cep telefonlarında yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Apple'ın iPhone adlı telefonu için 30 bin videoyu cihazın formatına çeviren site şimdi aynı ayrıcalığı 100 milyon kullanıcıyı kapsayacak şekilde ABD'de genişletiyor.

YouTube'un mobil sitesi Motorola, LG, Nokia ve Sony Ericsson marka telefonlarda çalışacak.


Kaynak: Superpoligon

günün (s)özü 272

Sanat benim; bilim biziz.

Claude Bernard

MaDonal

Bakış Açısı

Ortaokuldayken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girdim. Onun haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan emindim. Öğretmenimiz bize çok iyi bir ders vermeye karar verdi. Bizi bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı. Siyah renkli bir nesne. O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk, 'Beyaz' diye yanıtladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık, bu kez de nesnenin rengi hakkında. Öğretmen bu kez beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi. Ve bu kez bana nesnenin rengini sordu. 'Beyaz', yanıtını vermek zorundaydım, çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı. Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi. Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam için, kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.

Judie Paxton